Hakemden beklenen, Futbol oyun kurallarının yaşayan ruhunu oluşturan, güven, sağlık ve eşitlik ilkelerini iyi kavraması ve sahada hiçbir baskı altında kalmadan oyun kurallarını tavizsiz uygulamasıdır.
Sahaya çıkan hakem bilgi birikimini ve deneyimlerini kendi kişiliği ile harmanlayıp kanaat oluşturmalı ve hür iradesi ile oluşturduğu bu kararını ise hiçbir şeyden etkilenmeden yansıtmalıdır. Bir başka ifade ile hakemden herkesin beklentisi sahada bir duruş sergilemesi ve kendi kişiliğinden fedakarlık etmeden başarılı bir yönetim göstermesidir.
Hiç kuşkusuz hakemin sahadaki performansını etkileyen faktörler arasında aldığı eğitim, yetiştiği aile yapısı, mesleki kazanımları ve içinde yaşadığı toplum ile hakem yöneticilerinin yaklaşımlarını sayabiliriz.
Her dönemde hakem yöneticileri hakemlerin saha içi performanslarını artırmak ve geliştirmek adına girişimler yapmışlar ve farklı yöntemlerle eğitim ile motivasyona yönelik uygulamalar ortaya koymuşlardır.
Fakat özellikle günümüzde hakem performanslarına olumsuz etki eden önemli bir olgu göz ardı edilmektedir. Hakemden saha içi kararlarında özgür davranmaları beklenirken hakemlerin kendi geleceklerine ilişkin bireysel veya toplumsal kararlarına ipotek konulmaktadır. Hatta durum öyle bir hal almıştır ki hakem özellikle kurumsal gelişim ve gelecekle ilgili hususlarda kafa yormaya bile gerek duymamakta bir fikir yada düşünce geliştirmeye ihtiyaç göstermemektedir. Çünkü bu durumlarda kendi düşüncelerinin hiçbir önemi olmadığı kaygısını taşımakta, toplumsal yapılanma ve çıkarlar konularında hakem yöneticisi ne derse o oluru kanıksadıkları görülmektedir. Büyük bir güç toplumsal baskı grubu olduğunun farkında olamayan hakem toplumu sürü iç güdüsü ile davranmakta ve hakem yöneticisinin gösterdiği yolda hiçbir sorgulama yapmadan hızla yürümektedir.
Bu durum hakem yöneticisin mutlak hakimiyetini devam ettirmek adına hoşuna gitmektedir. Fakat hakemler üzerindeki bu baskı bilinç altını etkilemekte ve saha içi performansına bir biçimde yansımaktadır. Hakem yöneticisi bunun farkında değildir.
Bir insana işinle ilgili kararlarda kişiliğini ortaya koy, hiçbir baskı altında kalma, sana verilmiş olan yetkiyi adaletten ayrılmadan cesaretle uygula derken, iş dışında kendi ve mesleki geleceğin, sosyal ve ekonomik çıkarların, iç ve dış olumsuzluklara karşı savunma ve direnmenle ilgili sosyal örgütün ile ilgili olarak biz düşünür ve karar veririz, senin düşüncenin veya yaklaşımlarının hiçbir önemi olamaz denilmesi büyük çelişkidir.
Futbol ailesi içinde en eğitimli ve öğretim seviyesi en yüksek olan hakem camiasını bir işaret veya bir komutla istenilen yöne doğru hareket eden, istenilen hareketi yapan kurşun askerler yada robotlar topluluğu olarak görmek çağ dışılıktır.
Hakem ve gözlemciler ise artık sürü psikolojisinden kurtulmalı, kurşun asker yada robot olmadıklarını göstermelidir.
mavikokart
*MAVİKOKART özel haberidir, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Sahaya çıkan hakem bilgi birikimini ve deneyimlerini kendi kişiliği ile harmanlayıp kanaat oluşturmalı ve hür iradesi ile oluşturduğu bu kararını ise hiçbir şeyden etkilenmeden yansıtmalıdır. Bir başka ifade ile hakemden herkesin beklentisi sahada bir duruş sergilemesi ve kendi kişiliğinden fedakarlık etmeden başarılı bir yönetim göstermesidir.
Hiç kuşkusuz hakemin sahadaki performansını etkileyen faktörler arasında aldığı eğitim, yetiştiği aile yapısı, mesleki kazanımları ve içinde yaşadığı toplum ile hakem yöneticilerinin yaklaşımlarını sayabiliriz.
Her dönemde hakem yöneticileri hakemlerin saha içi performanslarını artırmak ve geliştirmek adına girişimler yapmışlar ve farklı yöntemlerle eğitim ile motivasyona yönelik uygulamalar ortaya koymuşlardır.
Fakat özellikle günümüzde hakem performanslarına olumsuz etki eden önemli bir olgu göz ardı edilmektedir. Hakemden saha içi kararlarında özgür davranmaları beklenirken hakemlerin kendi geleceklerine ilişkin bireysel veya toplumsal kararlarına ipotek konulmaktadır. Hatta durum öyle bir hal almıştır ki hakem özellikle kurumsal gelişim ve gelecekle ilgili hususlarda kafa yormaya bile gerek duymamakta bir fikir yada düşünce geliştirmeye ihtiyaç göstermemektedir. Çünkü bu durumlarda kendi düşüncelerinin hiçbir önemi olmadığı kaygısını taşımakta, toplumsal yapılanma ve çıkarlar konularında hakem yöneticisi ne derse o oluru kanıksadıkları görülmektedir. Büyük bir güç toplumsal baskı grubu olduğunun farkında olamayan hakem toplumu sürü iç güdüsü ile davranmakta ve hakem yöneticisinin gösterdiği yolda hiçbir sorgulama yapmadan hızla yürümektedir.
Bu durum hakem yöneticisin mutlak hakimiyetini devam ettirmek adına hoşuna gitmektedir. Fakat hakemler üzerindeki bu baskı bilinç altını etkilemekte ve saha içi performansına bir biçimde yansımaktadır. Hakem yöneticisi bunun farkında değildir.
Bir insana işinle ilgili kararlarda kişiliğini ortaya koy, hiçbir baskı altında kalma, sana verilmiş olan yetkiyi adaletten ayrılmadan cesaretle uygula derken, iş dışında kendi ve mesleki geleceğin, sosyal ve ekonomik çıkarların, iç ve dış olumsuzluklara karşı savunma ve direnmenle ilgili sosyal örgütün ile ilgili olarak biz düşünür ve karar veririz, senin düşüncenin veya yaklaşımlarının hiçbir önemi olamaz denilmesi büyük çelişkidir.
Futbol ailesi içinde en eğitimli ve öğretim seviyesi en yüksek olan hakem camiasını bir işaret veya bir komutla istenilen yöne doğru hareket eden, istenilen hareketi yapan kurşun askerler yada robotlar topluluğu olarak görmek çağ dışılıktır.
Hakem ve gözlemciler ise artık sürü psikolojisinden kurtulmalı, kurşun asker yada robot olmadıklarını göstermelidir.
mavikokart
*MAVİKOKART özel haberidir, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
bu yazı için tüm kalbimle size teşekür ediyorum.Utanmaz kurul başkanları ve dernek yöneticileri altını çize çize tekrar okusunlar.siz değerli mhk üyeleri lütfen sizde es geçmeyin,kulak ardı etmeyin bu yazıları...ya siz kulüp yöneticileri sizlerde bu gidişe dur demek için iç dinamitlerinizi harekete geçirin....lütfen!!!! yoksa...