Rahmetli Aziz Nesin, ara sıra söylenirdi: "Ne yazık ki bu canım ülkemin insanlarının büyük bölümü balık hafızalı'...
Geçtim, kızar,"Hadi canım sen de" derdim...
Sonraları baktım, gerçekten çok çabuk unutuyoruz başımıza örülen çorapları...
Daha doğrusu hak edildiğimiz biçimde yönetildiğimizin farkına vardım, sustum!
Neyse, ülkemizin sosyal sorunlarını bir yana bırakıp futboluma dönelim isterseniz…
Malum, çokça hareketli, hararetli bir sezonu geride bırakalı bir ay ya oldu, ya olmadı...
Güzide kulübümüz Fenerbahçe başta olmak üzere, Beşiktaş, Galatasaray, Trabzonspor, hatta Eskişehirspor'un TFF'nin bazı kurullarına yönelik eleştirilerini anımsarsınız…
Hatta Sayın Aziz Yıldırım'ın Kulüpler Birliği Vakfı başkanlığını bırakma pahasına Oğuz Sarvan yönetimindeki Merkez Hakem Komitesi'ne açtığı savaşı, keza Reşat Bostan'ın idaresindeki PFDK'nın bir sağdan, bir soldan yediği darbeleri, Hukuk ve Temsilciler kuruluna yönelik suçlamaya varan savları unutmuş olamazsınız...
Ne bileyim, TFF'ye gönderilen şikâyet mektuplarının zamkları bile hala ıslakken, futbolun sahipleri, yeni sezona 'aynı tas, aynı hamam' anlayışı ile koşulmasını nasıl kabul ediyorlar anlamıyorum...
Yanlış anlaşılmasın, kavga-dövüş taraftarı olmadım hiçbir zaman…
Kaotik ortamdan da hoşlanmam, ama Turkcell Süper Ligi'nin 2010-2011 sezonu, mevcut kadroyla yürüyecekse de şimdiden 'çekincemi' dile getiriyorum...
Eğer Sayın Mahmut Özgener, MHK başta olmak üzere futbolu yöneten kurulların yapılarında ciddi değişikliklere gitmezse, Türk futbolu ekim, bilemediniz kasım ayında 'kaosun' büyüğünü yaşar...
Neden mi?
Çünkü TFF, güven ortamını yaratacak 'rötuşları' hala yapamamıştır...
Çünkü MHK başta olmak üzere tüm kurulların 'kırdıkları camlar', kıracakları camların teminatıdır...
Çünkü PFDK, yine akla mantığa sığmayacak ceza ve 'af' uygulamalarına devam edecektir…
Çünkü yine gözlemciler ve temsilciler kurulları 'tercihli hakeme' tercihli gözlemci atayacaktır...
Çünkü çifte standart devam edecektir...
Çünkü yine sesini yükselten, gemisini yürütecek, arada garibanların -Diyarbakır gibi, Denizli gibi, Ankaraspor gibi- canı yansa da kimse oralı olmayacaktır...
Ve görüyorum ki, Sayın Mahmut Özgener ile ekibi de gidişattan memnundur...
Hatta yakın çevresine, "Ne kaosu, ne isyanı, Türk futboluna tarihinde olmayan maddi olanakları sağladık, herkes işine baksın" dediği de kulaktan kulağa söylenmektedir TFF Başkanı'nın...
Yani 'ne kadar para o kadar köfte' midir, Türk futbolunun yönetim anlayışı?
Evet, Sayın Özgener gerçekten Telekom-Digiturk kapışmasından ülke futbolu için tarihi bir kaynak yaratmıştır, ama parayla ne kadar idare eder taşıyıcı ayakları çürüyen binalar!
Şimdi gazetelerin manşetlerine bakıyorum, Schusterler, Parreiralar, Löwler, Krasiçler, Grellalar, Morientesler, şunlar bunlar geliyor gidiyor…
Ve diyelim ki gerçekten kulüpler bu transferlerin en azından birkaçını gerçekleştirip tonla parayı harcayıp sezona girecekler.
Camialara sözler verilecek, sonra da geçen sezon sergilenen çadır tiyatrosu aynen devam edecek!
Yani hakem hataları, ilgili-ilgisiz tonla ceza, şu bu derken kaos...
Roman mı yazıyorum acaba, geleceği görüp uyarı mı yapıyorum?
TFF, söyleyecek söz bulabilir mi bu olası karışıklığa karşı, ne dersiniz?
Sonra çıkıp birileri demez mi Mahmut Özgener'e, 'Sayın başkan sana MHK'yi PFDK'yı, TK'yı, Hukuk Kurulunu değiştir dedik, dinletemedik!" diye...
Unutulmasın ki, dün yapılan hatalardan ders çıkarmayanlar, yarın aynı yanlışı fazlasıyla yaşayacaklardır...
Bizden ‘gazeteci’ olarak söylemesi…
İster kamu vicdanını rahatlatma adına neşteri vururlar, ister kangren olan yaraya 'naklen yayın' merhemini sürüp yola devam ederler...
Sahi...
Aziz Nesin ne demişti?
"Amma da balık hafızalı milletiz..."
Arif Kızılyalın / arifkizilyalin@medyaspor.com
Geçtim, kızar,"Hadi canım sen de" derdim...
Sonraları baktım, gerçekten çok çabuk unutuyoruz başımıza örülen çorapları...
Daha doğrusu hak edildiğimiz biçimde yönetildiğimizin farkına vardım, sustum!
Neyse, ülkemizin sosyal sorunlarını bir yana bırakıp futboluma dönelim isterseniz…
Malum, çokça hareketli, hararetli bir sezonu geride bırakalı bir ay ya oldu, ya olmadı...
Güzide kulübümüz Fenerbahçe başta olmak üzere, Beşiktaş, Galatasaray, Trabzonspor, hatta Eskişehirspor'un TFF'nin bazı kurullarına yönelik eleştirilerini anımsarsınız…
Hatta Sayın Aziz Yıldırım'ın Kulüpler Birliği Vakfı başkanlığını bırakma pahasına Oğuz Sarvan yönetimindeki Merkez Hakem Komitesi'ne açtığı savaşı, keza Reşat Bostan'ın idaresindeki PFDK'nın bir sağdan, bir soldan yediği darbeleri, Hukuk ve Temsilciler kuruluna yönelik suçlamaya varan savları unutmuş olamazsınız...
Ne bileyim, TFF'ye gönderilen şikâyet mektuplarının zamkları bile hala ıslakken, futbolun sahipleri, yeni sezona 'aynı tas, aynı hamam' anlayışı ile koşulmasını nasıl kabul ediyorlar anlamıyorum...
Yanlış anlaşılmasın, kavga-dövüş taraftarı olmadım hiçbir zaman…
Kaotik ortamdan da hoşlanmam, ama Turkcell Süper Ligi'nin 2010-2011 sezonu, mevcut kadroyla yürüyecekse de şimdiden 'çekincemi' dile getiriyorum...
Eğer Sayın Mahmut Özgener, MHK başta olmak üzere futbolu yöneten kurulların yapılarında ciddi değişikliklere gitmezse, Türk futbolu ekim, bilemediniz kasım ayında 'kaosun' büyüğünü yaşar...
Neden mi?
Çünkü TFF, güven ortamını yaratacak 'rötuşları' hala yapamamıştır...
Çünkü MHK başta olmak üzere tüm kurulların 'kırdıkları camlar', kıracakları camların teminatıdır...
Çünkü PFDK, yine akla mantığa sığmayacak ceza ve 'af' uygulamalarına devam edecektir…
Çünkü yine gözlemciler ve temsilciler kurulları 'tercihli hakeme' tercihli gözlemci atayacaktır...
Çünkü çifte standart devam edecektir...
Çünkü yine sesini yükselten, gemisini yürütecek, arada garibanların -Diyarbakır gibi, Denizli gibi, Ankaraspor gibi- canı yansa da kimse oralı olmayacaktır...
Ve görüyorum ki, Sayın Mahmut Özgener ile ekibi de gidişattan memnundur...
Hatta yakın çevresine, "Ne kaosu, ne isyanı, Türk futboluna tarihinde olmayan maddi olanakları sağladık, herkes işine baksın" dediği de kulaktan kulağa söylenmektedir TFF Başkanı'nın...
Yani 'ne kadar para o kadar köfte' midir, Türk futbolunun yönetim anlayışı?
Evet, Sayın Özgener gerçekten Telekom-Digiturk kapışmasından ülke futbolu için tarihi bir kaynak yaratmıştır, ama parayla ne kadar idare eder taşıyıcı ayakları çürüyen binalar!
Şimdi gazetelerin manşetlerine bakıyorum, Schusterler, Parreiralar, Löwler, Krasiçler, Grellalar, Morientesler, şunlar bunlar geliyor gidiyor…
Ve diyelim ki gerçekten kulüpler bu transferlerin en azından birkaçını gerçekleştirip tonla parayı harcayıp sezona girecekler.
Camialara sözler verilecek, sonra da geçen sezon sergilenen çadır tiyatrosu aynen devam edecek!
Yani hakem hataları, ilgili-ilgisiz tonla ceza, şu bu derken kaos...
Roman mı yazıyorum acaba, geleceği görüp uyarı mı yapıyorum?
TFF, söyleyecek söz bulabilir mi bu olası karışıklığa karşı, ne dersiniz?
Sonra çıkıp birileri demez mi Mahmut Özgener'e, 'Sayın başkan sana MHK'yi PFDK'yı, TK'yı, Hukuk Kurulunu değiştir dedik, dinletemedik!" diye...
Unutulmasın ki, dün yapılan hatalardan ders çıkarmayanlar, yarın aynı yanlışı fazlasıyla yaşayacaklardır...
Bizden ‘gazeteci’ olarak söylemesi…
İster kamu vicdanını rahatlatma adına neşteri vururlar, ister kangren olan yaraya 'naklen yayın' merhemini sürüp yola devam ederler...
Sahi...
Aziz Nesin ne demişti?
"Amma da balık hafızalı milletiz..."
Arif Kızılyalın / arifkizilyalin@medyaspor.com
0 yorum:
Yorum Gönder
Bu kısımda, haber ile ilgili yorum/öneri ve görüşlerinizi serbestçe ifade edebilirsiniz. Verilen yorumlar, yayınlanmadan önce yönetici tarafından kontrol edilmekte ve genel ahlak kurallarına uymayan, etik bulunmayan yorumlar yayınlanmamaktadır. YAPILAN YORUMLAR, yorumu yapan kişi ve kişileri bağlayıcıdır, sitemiz ile ilgisi yoktur.