FEDERASYON SORUŞTURMA YER Mİ?

Eklenme tarihi 16 Temmuz 2010 Cuma
Ekleyen: MaviKokart


4-5 yıl önceydi... Haluk Ulusoy ve yönetimini görevden almak isteyen siyasi otorite tüm gücüyle yükleniyordu. Başbakanlık müfettişleri hesapları didik didik ederken birkaç fatura dikkat çekti.

Ankara Sheraton Otel'de yapılan TFF genel kurullarında federasyon kesesinden karşılanan 'mini bar' faturaları, cingöz teftişçilerin gözünden kaçmamış, olay da medyaya 'malum' çevrelerce servis edilip, "Yolsuzluk..Devlet kesesinden, viski içmişler..."

"Delegeler, ekstralarını federasyona ödetmiş.." manşetleri gazeteleri süslemişti...

Hatta konu Meclis'e taşınmış, 'Özerk' yapıya sahip bir kurum olan TFF'nin kasasındaki paranın 'Halkın parası' olup olmadığı konusu tartışmaya açılmış ve o günlerde yasalarda yeri olmayan 'milletin parası' kavramı ortaya atılmıştı...

Yine dönemin spor bakanı sayın M.Ali Şahin, "en şahin" tavrı ile, "Böyle özerklik olmaz olsun" türünde yazılı açıklamalar yapıp, TFF'nin istifa etmesi gerektiğini savunmuştu...

Sonradan 'yolsuzluk' denen rakamın 30-40 şişe yabancı içki parası karşılığı olan 3-4 bin lira (yani 3-4 milyar) olduğu ortaya çıkacaktı...

Üstelik federasyonun gelir-gider dengelerinde sıkıntı yoktu, kasa da tabiri caiz ise 'ağzına kadar' Amerikan dolarıyla doluydu...

Aradan yıllar geçti...

Önce iktidar partisinin 'onayladığı', Başbakan Recep Tayyip Erdoğn'ın yakın arkadaşı rahmetli Hasan Doğan, TFF Başkanlığı koltuğuna oturacaktı.

Ne var ki Euro 2008'in heyecanına kalbi dayanmayan Doğan, başkanlık makamındaki 6. ayını doldurmadan bir enfaktüse yenilecek ve onun yerine kendi ekibinden İzmirli Mahmut Özgener, kimilerinin ifadesiyle 'atanacak', kimilerinin ifadesiyle de 'seçtirilecek'ti TFF'nin yönetim katına...

Aradan yine yıllar geçti...

Futbol Federasyonu'nun mali genel kurulu geldi çattı...

Gazetelerde yine haberler yer alıyor. Federasyonun harcamaları gazetelerin merceğinin altında. Kimi 400 kişinin götürüldüğü 'keyfi' Amerika Birleşik Devletleri seyahatine gönderme yapıyor, kimi ABD seyahatine götürülen TFF yöneticilerinin 'hamili kart yakınımdır' sahiplerinin listesini ele geçirmiş, kimi ABD vizesi alamadığı halde kesilen uçak bileti paralarına takmış kafayı, kimi ise 340 bin dolarlık limuzin kirasından söz ediyor...

Üstüne üstlük, Ulusoy, Bıçakçı, Ulusoy, Doğan yönetimleri sonrası neredeyse yüzde yüz artış gösteren TFF'nin profesyonel kadrosu da bir başka baş ağrısı.

İşin garibi, çalışan sayısı yüzde yüz artmış, ama ücretler yüzde 500. Bıçakçı ve Ulusoy döneminde milli takım hocalarının maaşları, elektrik, su, kırtasiye, tanıtım giderleri dahil 350 bin dolarlık bir aylık gider varken rakamın şimdi milyon dolarlarla (5,6 civarı) ölçüldüğü söyleniyor...

Evet, futbol-siyaset arasındaki ince ilişkiyi bilen biri olarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, spordan sorumlu Devlet Bakanının, TBMM Başkanı'nın işi gücü bırakıp federasyondaki faturalarla ilgileneceğini hiç sanmıyorum. Çünkü kendi atadıkları bir ekibin ipliğinin pazara çıkması sanırım iktidarı da yaralar!

Ne var ki, futbol ailesinin içindeki birileri çıkıp bu harcamaları sormalı Özgener ve ekibine!

Ne bileyim, en azından TFF Genel kurulu, futbolun özgür platformu ise herkes aklına takılanları gündeme getirmeli...

Birileri çıkıp, "Sayın Başkan, Amerika Birleşik Devletleri turnesine götürülen 400 kişi için yapılan harcamaları kalem kalem görmek istiyoruz...", "Kimler eş ve çocukları için yapılan harcamaları TFF kesesinden ödetti", "Fatih Terim'in yıllık 2 millyon liralık maaşı hükümet krizine yol açarken Hiddink'e ödenen 16 milyon lira için bir açıklama yapmayacak mısınız", "Başkan danışmanlığı adı altında ödenen maaşların tutarı nedir, bu kişiler ne iş yapar?", "Federasyonun profesyonel çalışanlarının sayısı nasıl 600 kişi oldu, kimler geldi,kimler gitti..", "Ülkede memur ve işçi maaşlarına yılda yüzde 5, yüzde 10 zam yapılırken TFF hangi gerekçe ile bazı maaşları yüzde 200 arttırdı", "Federasyona fatura kesen şirketler, hangi profesyonel çalışanlarla direkt bağlantıda" demeli...

Arif Kızılyalın / arifkizilyalin@medyaspor.com