Geçen Cuma günü, Mersinde bir ortaoyunu pardon seçim yaşandı. Nerden başlasam, nasıl anlatsam, sonu başından belli kötü bir senaryo TAslan tarafından yazılıp sahneye kondu. .
Bu tek kişilik oyunun her rolünde TAslan vardı, ufacık rollerde de küçük Hüso figüran olarak yer aldı .
TAslan’ ın seçimi kaybedeceği baştan beri belliydi. Ama emir yukardan gelmiş ve ‘Emir kulluğunun gereğini yerine getir, yoksa sonucuna katlanırsın talimatı S.Gözaydın tarafından verilmişti. Emri alan TAslan başladı kara kara düşünmeye, geceleri gözünü uyku tutmadı, aşağı tükürse sakal yukarı tükürse bıyık, seçim yapsa kaybedecek, yapmasa koltuk tehlikede, ne yapsın durum vahimdi. Günlerce düşündü taşındı sonunda aklına şeytanın aklına gelmeyen bir fikir geldi.
Seçime çarşaf listeyle girilecek ama blok liste olacak, oy vermeye giren herkes el yazısıyla, oy verme yerinde yedeklerden birini çizip, listeye kendi adını yazacak böylece kimlerin kendilerine oy verdikleri tespit edilecekti. Böylece maç tehdidiyle, hakem ve koca koca gözlemciler oylarını TAslana pardon küçük Hüsoya verecekler ve oda seçimi kazanacaktı.
Yaklaşık 55 kişiyi seçim günü 1 saat önce MERADA’ da toplayıp bu parlak fikrini üyelere anlatıp, yapacaklarını dikte ettirdikten sonra toplu halde Derneğe, Genel kurul salonuna getirdi.
Divan başkanlığına seçilmesiyle de adı “Şark Kurnazı” olan kötü senaryolu filmi gösterime sundu.
Genel kurulun seçim maddesine geçildiğin de, Gözlemci olarak bulunan Genel Merkez Yönetim Kurulu üyesi Mevlüt YERLİ söz alıp, böyle bir seçimin usul, şekil ve şartlara uygun olmadığı ve seçimin geçerli olamayacağını defalarca söylemesine rağmen, TAslan; “ben böyle yapacağım kimse karışmasın, ben seçimi yapayım, genel merkeze gönderirim, isterse genel merkez iptal etsin” şeklinde konuşmuş ve her tarafı hile kokan, üyeleri eski dikta rejimlerinde olduğu gibi fişlemeye yönelik tehditli, hakemine güvenmeyen bir seçimi başlattı ve kendince başarı ile bitirdi.
Oylar açıldı; 57 oyun 45 tanesinde birer isim çizilerek oy veren üyenin el yazılarıyla kendi adları yazılmış ve 45 ayrı isim ( bu sayede bu 45 isim kendilerine oy verdiğini ispatlamış oluyorlardı. Küçük Hüso neden ismini yazmamıştı acaba )ortaya çıktı . 49 tane de Vedat YÜKSEL’e ve ekibine kemik oy çıktı.
Şark kurnazı TAslan’ın aslında bu seçimin yasal olmadığını, geçerliliği olmadığını yöntem, biçim ve koşullara aykırı olduğunu ve en kötü ihtimalle iptal edileceğini adı gibi biliyordu.
Peki neden böyle bir yol izledi; nedeni çok basit Demokratik ortamda yapılacak üyelerin oylarına ipoteğin konmadığı, özgürce kullanılacak oyların sonunda seçimi almasının ihtimal dışı olduğunu bildiği için, nasıl olsa seçimi kazanamayacak bari birkaç günlük beylik beyliktir, deyip böyle bir yol izledi ve her yana özellikle MHK’ye hemen haberi uçurup, daha sonuçlar Genel Merkez tarafından incelenip tescil edilmeden, seçimi kazandıklarını müjdeledi, S.Gözaydın’a “Vedat Yüksel’i devir dedin, devirdim” dedi.
Her yanı yamalı bohça olan bu seçime doğal olarak üyeler itiraz ettiler. İtiraz görüşülüp karar çıktığında da bahane hazır. “Ne yapayım Genel Merkez bize karşı olduğu için seçimi iptal etti’ deyip, kellesini S.Gözaydından kurtarmaya çalışacaktı.
Gelelim seçime bir maç için eğilen bükülen o koca koca gözlemciler, 20.Tl. Almanın heyecanıyla oradan oraya sürükleniyorlar. Kimler mi bunlar; ne önemi var ki onlar kendilerini biliyor. Hatta herkes onları kendilerinden daha iyi biliyor. Onlar Vedat YÜKSEL’e namus şeref sözü verip sonra divan seçiminde eğilip büzülüp sandalyede kaybolanlar, siz kendinizi bilmeseniz de sizi herkes biliyor. İsterseniz sorun yanınızda ki gençlere.
Bazı gözlemcilerde akıllarınca bahane uydurup Vedat’ın Şükrü’yle birlikte olduğu ve Şükrü’nün söylediğini yaptığı için Vedat’a oy vermediklerini söylüyorlarmış, ya güldürmeyin öyle bir şey asla olmadı aksine Şükrü seçim yapılmasını istemiyordu o baştan beri Vedat istifa etsin Volkan Silindir Başkanlığa devam etsin istiyordu.
İşsiz, güçsüz gençlere, maçlardan harçlığını çıkartan o hakemlere kızamıyorum. Onlar içleri kan ağlayarak maç tehdidi yüzünden oylarını verdiler. İnanmaları için de oyları belli olması için yedeklerden birini çizip, listeye adlarını yazdılar. Böyle yapılmazsa maç alamayacakları söylendi.
Bu arada Divan başkanlığı yapan Şark Kurnazına, o gençler yanlı tutumu nedeniyle öyle laflar ettiler, öyle hakaretler ettiler ki hepsini yedi. Bir İHK Başkanı bunları sinesine çekiyorsa orada bitmiştir, otorite kaybolmuştur. Hele hele Şükrü Yüksel zorla söz alıp TAslana yenilir, yutulur cinsten olmayan sözler söylemiştir ki; Şark Kurnazı bırakın bir cevap vermeyi sözlerinin doğruluğunu teyit eder gibi teşekkür etmiştir.
Bu saatten sonra derhal bu Şark Kurnazı’nın istifa etmesi pardon onun lügatında istifa yok görevden alınması gerekmektedir.
Çünkü otoritesi bitmiştir. Şamar oğlanına dönmüştür, seçimde buna tüm Mersin hakemliği tanık olmuştur.
ŞİMDİ NE OLACAK
Böyle bir seçimin sonucu nasıl olur. Bize göre iki ihtimal var;
1. Seçim yukarıdaki nedenlerden iptal edilir Genel merkezin belirleyeceği bir tarihte yeniden seçim yapılır.
2. Oy pusulalarına işaret konduğu için işaretli oylar geçersiz sayılıp, sonuç 49 -12 Vedat YÜKSEL’in lehine tescil edilir.
Öyle ya da böyle olur bilmem bildiğim bir şey var ki TAslanın entrikaları ve kişisel çıkarları yüzünden yine Mersin kaybetti. Olan o pırıl pırıl gençlere oldu……..YAZIK!
BİR ADAM ARANIYOR
Bir İHK Başkanı düşünün hakemine hile nasıl yapılır onu öğretiyor “ben hile yapacağım sizde korkudan alet olacaksınız” diyor peki bu adama kim güvenir, bunun atama yaptığı maçlardaki hakeme kim güvenir?
45 hakem ve gözlemcisine güvenmeyip, oyunu belli etmesi için pusulaya adını yazıp zarfa atmalarını söyleyen Şark Kurnazı TAslan!a bir Allahın kulu da çıkıp, “Yahu sen bize güvenmiyor musun, ne demek işaret koyun pusulaya demek, bize güvenmiyorsan ne işimiz var burada, hakeminin sözüne güvenmeyen bir İHK başkanı yarın onlara maçları nasıl emanet edecek. Bana güvenilmeyen yerde, benim ne işim var diyebilecek” BİR ADAM ARANIYOR.
Tabii 49 tane maç tehdidine boyun eğmeyen, ADAM GİBİ ADAM ! sözüm meclisten dışarı!
DİP NOT SORUSU:
Sayın TASLAN, Gözlemci –Divan Katibi Ferhat Şahin’e oylama devam ederken yüksek sesle, herkesin duyacağı biçimde attığın fırçayı, ev de çocuklarına veya çok yakının olan birine atabilir misin? Bir de; işin ilginç yanı Ferhat Şahin öyle veya böyle yedi fırçayı, divan da katip olarak oturan Necdet Çelik’in kılı kıpırdamadı. Bir de bu adam; Öğretmen, yeni nesil yetiştiriyor, örnek olacak, vay vay ki vay !!!!!
Hakemkolik(hakemkolik@mynet.com)
*MAVİKOKART özel haberidir, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Bu tek kişilik oyunun her rolünde TAslan vardı, ufacık rollerde de küçük Hüso figüran olarak yer aldı .
TAslan’ ın seçimi kaybedeceği baştan beri belliydi. Ama emir yukardan gelmiş ve ‘Emir kulluğunun gereğini yerine getir, yoksa sonucuna katlanırsın talimatı S.Gözaydın tarafından verilmişti. Emri alan TAslan başladı kara kara düşünmeye, geceleri gözünü uyku tutmadı, aşağı tükürse sakal yukarı tükürse bıyık, seçim yapsa kaybedecek, yapmasa koltuk tehlikede, ne yapsın durum vahimdi. Günlerce düşündü taşındı sonunda aklına şeytanın aklına gelmeyen bir fikir geldi.
Seçime çarşaf listeyle girilecek ama blok liste olacak, oy vermeye giren herkes el yazısıyla, oy verme yerinde yedeklerden birini çizip, listeye kendi adını yazacak böylece kimlerin kendilerine oy verdikleri tespit edilecekti. Böylece maç tehdidiyle, hakem ve koca koca gözlemciler oylarını TAslana pardon küçük Hüsoya verecekler ve oda seçimi kazanacaktı.
Yaklaşık 55 kişiyi seçim günü 1 saat önce MERADA’ da toplayıp bu parlak fikrini üyelere anlatıp, yapacaklarını dikte ettirdikten sonra toplu halde Derneğe, Genel kurul salonuna getirdi.
Divan başkanlığına seçilmesiyle de adı “Şark Kurnazı” olan kötü senaryolu filmi gösterime sundu.
Genel kurulun seçim maddesine geçildiğin de, Gözlemci olarak bulunan Genel Merkez Yönetim Kurulu üyesi Mevlüt YERLİ söz alıp, böyle bir seçimin usul, şekil ve şartlara uygun olmadığı ve seçimin geçerli olamayacağını defalarca söylemesine rağmen, TAslan; “ben böyle yapacağım kimse karışmasın, ben seçimi yapayım, genel merkeze gönderirim, isterse genel merkez iptal etsin” şeklinde konuşmuş ve her tarafı hile kokan, üyeleri eski dikta rejimlerinde olduğu gibi fişlemeye yönelik tehditli, hakemine güvenmeyen bir seçimi başlattı ve kendince başarı ile bitirdi.
Oylar açıldı; 57 oyun 45 tanesinde birer isim çizilerek oy veren üyenin el yazılarıyla kendi adları yazılmış ve 45 ayrı isim ( bu sayede bu 45 isim kendilerine oy verdiğini ispatlamış oluyorlardı. Küçük Hüso neden ismini yazmamıştı acaba )ortaya çıktı . 49 tane de Vedat YÜKSEL’e ve ekibine kemik oy çıktı.
Şark kurnazı TAslan’ın aslında bu seçimin yasal olmadığını, geçerliliği olmadığını yöntem, biçim ve koşullara aykırı olduğunu ve en kötü ihtimalle iptal edileceğini adı gibi biliyordu.
Peki neden böyle bir yol izledi; nedeni çok basit Demokratik ortamda yapılacak üyelerin oylarına ipoteğin konmadığı, özgürce kullanılacak oyların sonunda seçimi almasının ihtimal dışı olduğunu bildiği için, nasıl olsa seçimi kazanamayacak bari birkaç günlük beylik beyliktir, deyip böyle bir yol izledi ve her yana özellikle MHK’ye hemen haberi uçurup, daha sonuçlar Genel Merkez tarafından incelenip tescil edilmeden, seçimi kazandıklarını müjdeledi, S.Gözaydın’a “Vedat Yüksel’i devir dedin, devirdim” dedi.
Her yanı yamalı bohça olan bu seçime doğal olarak üyeler itiraz ettiler. İtiraz görüşülüp karar çıktığında da bahane hazır. “Ne yapayım Genel Merkez bize karşı olduğu için seçimi iptal etti’ deyip, kellesini S.Gözaydından kurtarmaya çalışacaktı.
Gelelim seçime bir maç için eğilen bükülen o koca koca gözlemciler, 20.Tl. Almanın heyecanıyla oradan oraya sürükleniyorlar. Kimler mi bunlar; ne önemi var ki onlar kendilerini biliyor. Hatta herkes onları kendilerinden daha iyi biliyor. Onlar Vedat YÜKSEL’e namus şeref sözü verip sonra divan seçiminde eğilip büzülüp sandalyede kaybolanlar, siz kendinizi bilmeseniz de sizi herkes biliyor. İsterseniz sorun yanınızda ki gençlere.
Bazı gözlemcilerde akıllarınca bahane uydurup Vedat’ın Şükrü’yle birlikte olduğu ve Şükrü’nün söylediğini yaptığı için Vedat’a oy vermediklerini söylüyorlarmış, ya güldürmeyin öyle bir şey asla olmadı aksine Şükrü seçim yapılmasını istemiyordu o baştan beri Vedat istifa etsin Volkan Silindir Başkanlığa devam etsin istiyordu.
İşsiz, güçsüz gençlere, maçlardan harçlığını çıkartan o hakemlere kızamıyorum. Onlar içleri kan ağlayarak maç tehdidi yüzünden oylarını verdiler. İnanmaları için de oyları belli olması için yedeklerden birini çizip, listeye adlarını yazdılar. Böyle yapılmazsa maç alamayacakları söylendi.
Bu arada Divan başkanlığı yapan Şark Kurnazına, o gençler yanlı tutumu nedeniyle öyle laflar ettiler, öyle hakaretler ettiler ki hepsini yedi. Bir İHK Başkanı bunları sinesine çekiyorsa orada bitmiştir, otorite kaybolmuştur. Hele hele Şükrü Yüksel zorla söz alıp TAslana yenilir, yutulur cinsten olmayan sözler söylemiştir ki; Şark Kurnazı bırakın bir cevap vermeyi sözlerinin doğruluğunu teyit eder gibi teşekkür etmiştir.
Bu saatten sonra derhal bu Şark Kurnazı’nın istifa etmesi pardon onun lügatında istifa yok görevden alınması gerekmektedir.
Çünkü otoritesi bitmiştir. Şamar oğlanına dönmüştür, seçimde buna tüm Mersin hakemliği tanık olmuştur.
ŞİMDİ NE OLACAK
Böyle bir seçimin sonucu nasıl olur. Bize göre iki ihtimal var;
1. Seçim yukarıdaki nedenlerden iptal edilir Genel merkezin belirleyeceği bir tarihte yeniden seçim yapılır.
2. Oy pusulalarına işaret konduğu için işaretli oylar geçersiz sayılıp, sonuç 49 -12 Vedat YÜKSEL’in lehine tescil edilir.
Öyle ya da böyle olur bilmem bildiğim bir şey var ki TAslanın entrikaları ve kişisel çıkarları yüzünden yine Mersin kaybetti. Olan o pırıl pırıl gençlere oldu……..YAZIK!
BİR ADAM ARANIYOR
Bir İHK Başkanı düşünün hakemine hile nasıl yapılır onu öğretiyor “ben hile yapacağım sizde korkudan alet olacaksınız” diyor peki bu adama kim güvenir, bunun atama yaptığı maçlardaki hakeme kim güvenir?
45 hakem ve gözlemcisine güvenmeyip, oyunu belli etmesi için pusulaya adını yazıp zarfa atmalarını söyleyen Şark Kurnazı TAslan!a bir Allahın kulu da çıkıp, “Yahu sen bize güvenmiyor musun, ne demek işaret koyun pusulaya demek, bize güvenmiyorsan ne işimiz var burada, hakeminin sözüne güvenmeyen bir İHK başkanı yarın onlara maçları nasıl emanet edecek. Bana güvenilmeyen yerde, benim ne işim var diyebilecek” BİR ADAM ARANIYOR.
Tabii 49 tane maç tehdidine boyun eğmeyen, ADAM GİBİ ADAM ! sözüm meclisten dışarı!
DİP NOT SORUSU:
Sayın TASLAN, Gözlemci –Divan Katibi Ferhat Şahin’e oylama devam ederken yüksek sesle, herkesin duyacağı biçimde attığın fırçayı, ev de çocuklarına veya çok yakının olan birine atabilir misin? Bir de; işin ilginç yanı Ferhat Şahin öyle veya böyle yedi fırçayı, divan da katip olarak oturan Necdet Çelik’in kılı kıpırdamadı. Bir de bu adam; Öğretmen, yeni nesil yetiştiriyor, örnek olacak, vay vay ki vay !!!!!
Hakemkolik(hakemkolik@mynet.com)
*MAVİKOKART özel haberidir, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

yorumların silinmesi bir yerde iyi olmuş.belden aşağı vurmalar artmıştı.haa onlar haketmiyormuydu eleştiriyi,elbette hakediyorlardı.hakem camiasında dürüst olmayanlar belki kısa bir zaman belli yerlere gelebilirler.daha sonrada yok olup giderler.dürüdt olanlar ise, vedat yüksel gibi her zaman itibar görür.burdan v.yüksel ve ekibine de bir çift sözüm olcak;unutmayın ki hocalarım,gün gelir bunlar gider.sizler geldiğinizde bu taklacılara,cinlere,şeytanlara,her tarafı oynayanlara,kendi ekibinize sahip çıkmayıpta bu sahtekarlara sahip çıkarsanız,sizleri de en acımasız şekilde eleştireceğiz ve arkanızda DURMAYACAĞIZ.bu acıyı en fazla çekenlerden biri olarak siz sayın vedat hocam,bu acının ne demek olduğunu da sanırım en iyi sen bilirsin.
gerçekten guzel yazmıssın kardeş....
belden asagı vurmalar baslamıstı.gun gelir devran döner...bızde beklıyoruz bu devranın donmesını...
seneler önce sayın şükrü yüksalin bir sözü vardı
"ELBET BU DAVUL BİZİM EVİN ÖNÜNDE DE ÇALICAK..."
YORUMLAR SİLİNDİ ÇÜNKÜ!
Sevgili mavikokart okurları yazarımız HAKEMKOLİK'in yazılarına gösterdiğiniz ilgi bizleri çok mutlu etmektedir. Hiç kuşkusuz gösterdiğiniz ilgiye paralel en çok yorum da HAKEMKOLİK yazılarına olmaktadır. Ancak özellikle bu yazıya yapılan yorumlarda zaman zaman amacı aşan ifadeler kullanıldığını ve de CİNCAN mı, CİNCON mu? her kimse bu kişinin olumsuzlularına rağmen gereğinden fazla önemsendiğini gördük, aynı zamanda kişilik haklarına saldırıya varan yorumlarda bulunulduğunu belirledik, Bu nedenlerde bundan önceki yorumlar tarafımızdan kaldırılmıştır. Mersin İlinde yorumların kalkmasından kendine prim yapmaya kalkan bazı uyanıklar olduğu duyumları üzerine bu açıklamayı yapma gereği duyuyoruz. Sevgi ve Saygılarımızla...
yorumlar kalksın kalkmasın ünl yıldırım seçimde kimin yerine oy pusulasını çizdi taslan onadamı güvenmiyordu bu soruları sormaya devam edeceğim taki cevabını alana kadar
yorumların neden kaldırıldığı hakkında açıklamanızdan dolayı editöre teşekkür ediyorum. şu 4.cü yoruma kocaman bir YYUUUUHHH BEE..derim.bir ihk düşünün kendi kurul üyesine güveni yok.daha önceki bir yorumumda kurul içinde de bir güvensizlik olduğunu sezip burdan yazmıştım.şimdi yanılmadığım ortaya çıktı.bu kurul şimdi hakeme,gözlemciye ne hikaye anlatacakta onlarda bunlara inanacak.yazık mersinime yazık.yazıklar olsun bunların peşinden gidenlere,yazıklar olsun sistemin içinde olayım diye tetikçilik yapanlara.birde,yazıklar olsun "nasıl yorumları kaldırttım"diye kendine pay çıkartan namussuzlara.