SES YOKÇUOĞLU’NDAN GELDİ!

Eklenme tarihi 27 Ağustos 2010 Cuma
Ekleyen: MaviKokart


Sayın mavikokart okurları, geçtiğimiz günlerde iyi bir araştırmanın ürünü olan “TFF, MHK ve DERNEK” konulu seri yazı 5 ayrı başlık ile sitenizde yayınlandı. Gerçek bir belgesel niteliğindeki yazı serisi mavikokart arşivinde yer aldı. Seri yazıyı tıpkı TFF ve MHK gibi birçoğunuz ilgi ile takip ettiniz, bir kısım okurumuzun uzun içerik pek dikkatini çekmedi.

Tamamen gerçeklerden oluşan yazımızı takip eden MHK den Başkanvekili Sayın Yüksel OKÇUOĞLU 7.Bölge Semineri esnasında Adana’dan kendi üslubu ile yine kendince ses verdi.

MHK içindeki yeniden yapılanma ile Bölge yapısı 14 e çıkartıldı ve bazı MHK üyelerinin sorumlu oldukları bölgeler değiştirildi. Bu değişiklikle MHK’nin ağır abisi rolünü üstlenen Sayın OKÇUOĞLU ikameti olan İstanbul dışındaki 7. ve 11. Bölgelerden sorumlu oldu.

Antalya mebusu Sayın Abdurrahman ARICI’nın etkili olduğu ancak daha önceki MHK üyesi Sayın Adnan ŞEKER ile birlikte Sayın ARICI’nın gayri resmi danışmanı Başçavuş Sayın Bayram KİRAZ’ın elele vererek düzeni bozup alt üst ettikleri sonraları ise girdaba kapılan Sayın Seyfi GÖZAYDIN’ın da düzlüğe çıkartamadığı 7.Bölge sorumluluğunun Sayın OKÇUOĞLU’na verilmesi dikkat çekicidir. Sadece 7.Bölge değil aynı zamanda Zonguldak, Bolu, Kocaeli gibi kaos kargaşa yaşan İllerimizi kapsayan 11.Bölge sorumluluğunu Sayın OKÇUOĞLU üstlenmiş durumunda.

Sayın OKÇUOĞLU şahsına münhasır bir yapıya sahiptir ve sorunları çözmeye talip olduğu düşünülebilir, fakat durum zannedildiği kadar basit değildir, hele ki Sayın OKÇUOĞLU’nun yaklaşımı ve yöntemleri ile daha da zordur.

Delikanlı olmak demek, sadece yaş olarak genç olmak demek değildir. Düşüncede delikanlı olmak esastır, yani doğru düşünüp, doğru uygulama yapmak, özü, sözü ve yaptıkları bir olmak, doğrudan yana olmak gerekir. Aksi halde delikanlılıkla kabadayılık bir birine karışır ki işte o zaman durum vahim olur.

7.Bölgenin yeni sorumlusu Sayın Yüksel OKÇUOĞLU Adana’da yapılan Bölgesel Seminerin kapanış konuşmasında meydanı boş bulup coştu, atıkça mangalda kül bırakmadı, genç hakemlere adeta gözdağı verdi. MHK Başkanı imajı ile bir kapanış konuşması yaptı.

Neymiş efendim?

Bu güne kadar hep doğru, dürüst, kul hakkı yemeyen adamlarla arkadaşlık yapmışmış ve bundan sonrada böyle olacakmış, arkadaşlarının bu yapıda olmadığını anladığı anda yollarını ayırırmış ve onlarla asla görüşmezmiş.

Kurulda beraber çalıştığı arkadaşları zaten bu yapıya sahip insanlarmış. Böyle olmasalarmış onlarla bu kurulda birlikte çalışmazmış.

Bugüne kadar yola çıktığı hiçbir arkadaşını satmamış, satmazmış da. Hiç çürük adamla gezmezmiş, kendilerine ihanet etmeyenlerle çalışırlarmış.

Torpil kendilerine işlemezmiş, Kendi oğlu olsa bile torpil yapmazmış. TFF Yönetim Kurulu toplantısında TFF Başkanı Mahmut Özgener’e “bizden torpil istemeyin, Bakan da arasa telefonunu açmam” demişmiş.

Peki, Sayın OKÇUOĞLU birileri çıksa dese ki, söylemlerinizle uygulamalarınız birbiri ile ne kadar tutarlı, kuruldaki her bir arkadaşınıza ne kadar güveniyorsunuz? Hemen yanınızda duran MHK üyesi arkadaşınız Sayın Hamza IŞIN daha önce Sayın Şükrü YÜKSEL’e yine 7.Bölge Hakem Kurulu üyesi olan Sayın Kadir TOZLU için “Senin Kadir TOZLU ile birlikte olman yakışmıyor”, yine MHK eski üyesi kıymetli arkadaşınız Sayın İlyas AYAN bundan dört beş yıl önce Bölgenin genç hakemlerine “iki tehlikeden uzak durmalısınız, bunlardan biri TOZLU diğeri YÜCEBİLGİÇ’dir” demelerine ne diyorsunuz?

Ayrıca sizin bu kurulda olmanızın nedeni Sayın Osman AVCI yanlış adam olduğu için mi, yoksa size ihanet ettiği için mi yollarınızı ayırdınız, yola beraber çıktığınız Sayın AVCI’da sizin aradığınız özellikler var ise bu arkadaşını satmak olmuyor mu? diye sorarsa vereceğiniz cevap var mı?

Nitekim konuşmanızı tamamlayıp kimseye söz verme cesareti bile göstermeden apar topar salonu terk ederken Sayın Şükrü YÜKSEL’in “Merkez hakem kurulu başkanı Oğuz SARVAN başkan olduğu zaman ‘ben Eskişehir’in kapısının önünden geçmeyeceğim' demeseydi Genel Merkez bugüne kadar çoktan secim yapardı” şeklindeki tespitine de cevap veremediniz.

Sayın OKÇUOĞLU bir ara sözü döndürüp dolaştırıp Derneğe getirdi, Kurucuları arasında yer aldığı Derneğin kuruluştan sonraki dönemdeki gücünü kendi ifadeleri ile anlattı, o zaman 10 olan dernek TFF delegesi sayısının bu gün için 1’e indirildiğini, tüm suçun günümüz TFFHGD Yönetim Kurulunda olduğunu, bugünkü yönetimin kendi egolarını tatmin ettiğini, herkesin aklını başına almasını ve özellikle Dernekten ve Dernek Yöneticilerinden uzak durulması gerektiğini, zaten bir ay gibi kısa bir süre içinde neler olacağını, Dernek Yönetimi ile nasıl hesaplaşacaklarını yine kendi üslubu ile ifade etti.

Sayın OKÇUOĞLU’na birilerinin Derneği ne zaman, nerede, nasıl, ne için, kimlerin güçsüz kıldığını, kimlerin hangi güçlerle Derneği yok saydığını anımsatması gerekiyor herhalde. Esasen Sayın OKÇUOĞLU bunların hepsini çok iyi biliyor, ilk dönemde olduğu kadar son altı yıllık dönemde de olayların tam ortasında bulunuyor, hayır biraz hafıza kaybı yaşıyorsa kendisine mavikokartta geçen hafta yayınlanan seri yazıyı okumasını öneririz. Ancak kısaca buradan TFF yasasının komisyonda görüşülmesi sırasında ve Ana statünün hazırlanması sırasında Dernek görüşlerini değerlendirmeyen sığ düşünce sahiplerinin kim olduğunu anımsatmak isteriz.
Genç insanlara bilmedikleri konularda bol keseden atarak yanılmaya çalışmanın Delikanlılıkla ilgisi olmadığını da özellikle anımsatırız.

Saygılarımızla…

Mesut KOCA – mavikokart

*MAVİKOKART özel haberidir, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.