Anlaşılan o ki, Spor Toto Süper Lig'de görev alabilecek 35'in üstünde hakem bulunmasına karşın, Türk hakemlerinin kıtlığına kıran girdi. Yoksa, 6 gün arayla Antalya bölgesi hakemi Mustafa Kamil Abitoğlu, İstanbul'a, Ali Sami Yen Stadı'na gelip, iki şampiyon adayının maçlarında peş peşe düdük çalmazdı.
Ama bu da oldu, Abitoğlu, önce geçen pazartesi günkü Kasımpaşaspor-Fenerbahçe, pazar günü de İstanbul Büyükşehir Belediyespor-Bursaspor maçlarını yönetti.
Bu atama skandalı bile, 'maaşlı' Merkez Hakem Komitesi'nin keyfi 'atamalar' yaptığını kanıtıdır. Düşünsenize adamcağız yeni evli, çoluk çocuk sahibi. Pazartesi akşam maçtan çıkıyor, salı sabah ilk uçakla Antalya'ya gidiyor, iş, güç derken cuma akşamı tekrar uçağa biniyor, yeniden İstanbul'a geliyor.
Elbette MHK'nin atama skandalları bununla da sınırlı değil.
Nereye dokunsanız patlıyor.
Yamalı bohça gibi.
Elbette hakem uzmanı değilim, Muhittin Boşatlar, Bülent Yavuzlar, Mustafa Çulcular, Metin Tokatlar kadar camianın nabzını tutamam, ama görünen köy de kılavuz istemiyor.
İsterseniz bu haftaki atamaların 'kenar süslemeli' lerine bir göz atalım.
Ligin yenisi Karabük ile kör topal ilerleyen Galatasaray karşı karşıya geliyor; hakem Aytekin Durmaz.
Aşağı yukarı bir yıldan fazla büyük maç almamış, son haftalarını TFF 1'de geçirmiş, formsuz.
Daha 40. saniyede basit bir penaltı, ardından saçma sapan kararlar. Allahtan Galatasaray çok kötü oynadı da, Adnan Polat dışında kimse pek hakeme itiraz etmedi. Eğer bu kadar umutsuz vaka olmasaydı Cim-Bom, isyanın kralını sergilerlerdi.
Sonrası Fenerbahçe-Gençlerbirliği maçına dönüyoruz.
Hakem Fırat Aydınus, sevgili Muhittin Boşat'ın ifadesiyle, 'Aslanların önüne atılıyor'...Çünkü biliyorsunuz Aydınus, geçen yılın ortalarında Fenerbahçe tarafından istenmeyen adam ilan edilmiş, tabir-i caizse Kadıköy'e yaklaştırılmamıştı bile.
Eh, Aydınus da genç bir hakem gibi aksadı ama sonradan toparlayıp, büyük bir skandala imza atmadan geçiştirdi..
Manisa-Kayseri maçının hakemi Özgür Yankaya'ya bakıyoruz; pırıl pırıl bir genç. Ama daha bir hafta önce Beşiktaş-Antalya maçında 'hatanın' kralını yapıp sonucu etkilemiş, MHK hiçbir şey olmamışcasına zirve adayı Kayseri'nin en zor deplasmanına bu genci gönderiyor.
O da Oğuz ve Yüksel 'abi'lerinin yüzünü kara çıkartmıyor, bariz hatalara imza atıyor.
Örnek mi?
Kayserili defans oyuncusunun baldırı ile kalecisine kazandırdığı topu 'geri pas' sayacak kadar heyecanlı.
Daha doğrusu heyecanlı değil de, 'ben hata da yapsam maç yönetirim' havasında.
Çünkü biliyor ki, MHK'de hiçbir yanlış 'ödül'süz kalmaz.
Pardon ama, sadece işini yapan, hiçbir hesap içinde olmayan genç hakemlerin kafasını karıştırmak için bu kadar çabaya ne gerek var?
6 gün arayla üst üste maç vermek bu MHK'de, hatalı yönetim gösterdiği sağır sultanca duyulanları, hemen ertesi hafta maça göndermek bu MHK'de, gözlemci notlarını kendi rüzgarlarına göre verdirtip, biri hesap sorduğunda, 'Gözlemci notu iyi' kılıfını uydurmak bu MHK'de...
Sahi...
Kandırmak dedik...
Tanıdığım kadarı ile sayın Mahmut Özgener, zeki bir insan.
Yoksa Hasan Doğan'ın ardından başkanlık koltuğuna oturamazdı...
Öyleyse, nasıl kanıyor şu MHK'nin 'masalları'na.
Aylarca önce bir konuşmamızda, 'MHK iyi yönetilmiyor bence'diye görüş belirtmiştim, kendisi de 'Yok, yok, onlar iyi insanlar' demişti.
İyi de 'iyi insan' olmak MHK Başkanlığı için yeterli mi?
Benim sayın Özgener'e nacizane tavsiyem, son 2-3 haftadaki hakem atamalarını masanın üzerine bir koyup baksın.
Kimlerde niye ısrar edilmiş, hata yapan isimler niye dinlendirilmemiş, bazı hakemler niçin hiç 'anımsanmış' kendi kendine sorgulasın.
İnanın, 'Dalga mı geçiyor bunlar' der benim bildiğim Özgener...
Ve artık Oğuz Sarvan'ı 'abi' olarak değil de MHK Başkanı olarak değerlendirip, başarılı mı, başarısız mı onun kararını da bir an önce versin!
Arif Kızılyalın / arifkizilyalin@medyaspor.com
Ama bu da oldu, Abitoğlu, önce geçen pazartesi günkü Kasımpaşaspor-Fenerbahçe, pazar günü de İstanbul Büyükşehir Belediyespor-Bursaspor maçlarını yönetti.
Bu atama skandalı bile, 'maaşlı' Merkez Hakem Komitesi'nin keyfi 'atamalar' yaptığını kanıtıdır. Düşünsenize adamcağız yeni evli, çoluk çocuk sahibi. Pazartesi akşam maçtan çıkıyor, salı sabah ilk uçakla Antalya'ya gidiyor, iş, güç derken cuma akşamı tekrar uçağa biniyor, yeniden İstanbul'a geliyor.
Elbette MHK'nin atama skandalları bununla da sınırlı değil.
Nereye dokunsanız patlıyor.
Yamalı bohça gibi.
Elbette hakem uzmanı değilim, Muhittin Boşatlar, Bülent Yavuzlar, Mustafa Çulcular, Metin Tokatlar kadar camianın nabzını tutamam, ama görünen köy de kılavuz istemiyor.
İsterseniz bu haftaki atamaların 'kenar süslemeli' lerine bir göz atalım.
Ligin yenisi Karabük ile kör topal ilerleyen Galatasaray karşı karşıya geliyor; hakem Aytekin Durmaz.
Aşağı yukarı bir yıldan fazla büyük maç almamış, son haftalarını TFF 1'de geçirmiş, formsuz.
Daha 40. saniyede basit bir penaltı, ardından saçma sapan kararlar. Allahtan Galatasaray çok kötü oynadı da, Adnan Polat dışında kimse pek hakeme itiraz etmedi. Eğer bu kadar umutsuz vaka olmasaydı Cim-Bom, isyanın kralını sergilerlerdi.
Sonrası Fenerbahçe-Gençlerbirliği maçına dönüyoruz.
Hakem Fırat Aydınus, sevgili Muhittin Boşat'ın ifadesiyle, 'Aslanların önüne atılıyor'...Çünkü biliyorsunuz Aydınus, geçen yılın ortalarında Fenerbahçe tarafından istenmeyen adam ilan edilmiş, tabir-i caizse Kadıköy'e yaklaştırılmamıştı bile.
Eh, Aydınus da genç bir hakem gibi aksadı ama sonradan toparlayıp, büyük bir skandala imza atmadan geçiştirdi..
Manisa-Kayseri maçının hakemi Özgür Yankaya'ya bakıyoruz; pırıl pırıl bir genç. Ama daha bir hafta önce Beşiktaş-Antalya maçında 'hatanın' kralını yapıp sonucu etkilemiş, MHK hiçbir şey olmamışcasına zirve adayı Kayseri'nin en zor deplasmanına bu genci gönderiyor.
O da Oğuz ve Yüksel 'abi'lerinin yüzünü kara çıkartmıyor, bariz hatalara imza atıyor.
Örnek mi?
Kayserili defans oyuncusunun baldırı ile kalecisine kazandırdığı topu 'geri pas' sayacak kadar heyecanlı.
Daha doğrusu heyecanlı değil de, 'ben hata da yapsam maç yönetirim' havasında.
Çünkü biliyor ki, MHK'de hiçbir yanlış 'ödül'süz kalmaz.
Pardon ama, sadece işini yapan, hiçbir hesap içinde olmayan genç hakemlerin kafasını karıştırmak için bu kadar çabaya ne gerek var?
6 gün arayla üst üste maç vermek bu MHK'de, hatalı yönetim gösterdiği sağır sultanca duyulanları, hemen ertesi hafta maça göndermek bu MHK'de, gözlemci notlarını kendi rüzgarlarına göre verdirtip, biri hesap sorduğunda, 'Gözlemci notu iyi' kılıfını uydurmak bu MHK'de...
Sahi...
Kandırmak dedik...
Tanıdığım kadarı ile sayın Mahmut Özgener, zeki bir insan.
Yoksa Hasan Doğan'ın ardından başkanlık koltuğuna oturamazdı...
Öyleyse, nasıl kanıyor şu MHK'nin 'masalları'na.
Aylarca önce bir konuşmamızda, 'MHK iyi yönetilmiyor bence'diye görüş belirtmiştim, kendisi de 'Yok, yok, onlar iyi insanlar' demişti.
İyi de 'iyi insan' olmak MHK Başkanlığı için yeterli mi?
Benim sayın Özgener'e nacizane tavsiyem, son 2-3 haftadaki hakem atamalarını masanın üzerine bir koyup baksın.
Kimlerde niye ısrar edilmiş, hata yapan isimler niye dinlendirilmemiş, bazı hakemler niçin hiç 'anımsanmış' kendi kendine sorgulasın.
İnanın, 'Dalga mı geçiyor bunlar' der benim bildiğim Özgener...
Ve artık Oğuz Sarvan'ı 'abi' olarak değil de MHK Başkanı olarak değerlendirip, başarılı mı, başarısız mı onun kararını da bir an önce versin!
Arif Kızılyalın / arifkizilyalin@medyaspor.com
0 yorum:
Yorum Gönder
Bu kısımda, haber ile ilgili yorum/öneri ve görüşlerinizi serbestçe ifade edebilirsiniz. Verilen yorumlar, yayınlanmadan önce yönetici tarafından kontrol edilmekte ve genel ahlak kurallarına uymayan, etik bulunmayan yorumlar yayınlanmamaktadır. YAPILAN YORUMLAR, yorumu yapan kişi ve kişileri bağlayıcıdır, sitemiz ile ilgisi yoktur.