Sevgi, Saygı, Dostluk, Kardeşlik, Arkadaşlık, Barış, Paylaşım, Birlik, Beraberlik, Hatırlama, Anımsama, Vefa, Hayaller, İyi dilekler, Coşku, Güneşli Günler, Parlak Geceler, Gülümseme, Kahkaha, Nostalji, Samimiyet, Hoşgörü, Hasret giderme, Sarılma, Ağız tadı, Sağlık, Mutluluk, Başarı, Demokrasi, Katılımcı yönetim, İnsan hakları, Hukukun üstünlüğü gibi bir çoğu eş anlamlı ama kulağa hoş gelen, gözü okşayan çok pozitif kelimeler, Bayramlarda sıkça tekrarlanan, anlamları herkesçe bilinen ve büyük kubbede hoş seda olarak duyulan sözcüklerdir. Bayramlar da bu olumlu sözcüklerin etkisi altında kalınarak bir ölçüde kırgınlıklar dargınlıklarda giderilir.
Bütün bu olumlu sözcüklere karşın burada tekrarlamak istemediğim olumsuz kelimeler bayram günleri dışında kalan günlerde yaşamımızda yer almakta kişisel çıkarlar doğrultusunda bizleri etkilemektedir.
Toplumun diğer katmanlarında olduğu gibi Hakem camiasında da günlük yaşam içinde ayrışmalar, dargınlıklar kırgınlıklar olmaktadır. Dün de olmuştur, bu günde olmaktadır, yarınlarda da olacaktır. Toplumumuz içinde yaşayan bir sosyal grup olan hakem camiası da geçmişte özel günlerde ve bayramlarda hatta camianın çıkarları söz konusu olduğunda bir arara gelmeyi, yaralarını sarmayı başarmış ve bir ölçüde birbirine sarılabilmiş, birlik olmuş hatta beraberce sorunların üzerine gidebilmiştir.
Fakat günümüze geldiğimizde camia öyle keskin ve kalın çizgilerle ayrıştırılmış, bölünmüş ve parçalanmıştır ki korkarım bazı camia bireylerinin bir araya gelmesi olanaklı değildir.
Camianın bu hale gelmesinde en önemli, belki de tek sorumlular günümüz hakem yöneticileridir, öyle bir ayrıştırma, bölme, ötekilileştirme, yok sayma politikaları izleniyor ki kardeş kardeşe düşman hale getirilmiş, insanlar bir biri ile selamlaşmayı kesmiş, yollarını değiştirmiş ve tokalaşmaktan kaçınır hale gelmiştir.
Esasen camiayı oluşturanlar kemale ermiş hakemler ve gözlemcilerdir. Yönetici konumunda bulunanlar cemiyet hayatına müdahale etmek ve bu hayatı düzenleme konumunda değildir. Bunun bilincinde olan eski yöneticiler hakemler ve gözlemciler arası yaşama aşırı müdahaleci olmamışlar olamamışlardır. Lakin bu bilinçte olmayan olamayan günümüz yöneticileri ‘ben bilirim, ben yaptım oldu’ antidemokratik düşünce yapısı ile bilerek ve bilmeyerek cemiyet hayatına da olumsuz bir şekilde müdahale etmeye çalışmaktadır.
Yapılan uygulamalar ne yazık ki geleceğe yönelik umut ışığını söndürmektedir. Geçenlerde ayaküstü sohbet ettiğim, her şeye pozitif yaklaşımı ile tanınan bir eski yerel hakem yöneticisi hocamın(kendisi deneyimi ile üst düzey yöneticilik yapabilecek konumdadır) “… ölürsem cenaze törenime gelmesinler zira onlar benden önce ölürlerse ben onların cenazesine gitmeyeceğim” şeklindeki sözleri durumun ne hale geldiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Anlaşılan o dur ki, günümüzde saflar netleşmiş olup, özel günlerde bile bazı camia mensuplarının bir araya gelmesi, bir birinin elini sıkması mümkün değildir, gelecekte ise hesaplaşma mutlaka yaşanacaktır. Ne denebilir ‘hayırlısı olsun’. Önemli olan sağlam bir ‘karakter’ sahibi olabilmektir.
Bütün bu olumlu sözcüklere karşın burada tekrarlamak istemediğim olumsuz kelimeler bayram günleri dışında kalan günlerde yaşamımızda yer almakta kişisel çıkarlar doğrultusunda bizleri etkilemektedir.
Toplumun diğer katmanlarında olduğu gibi Hakem camiasında da günlük yaşam içinde ayrışmalar, dargınlıklar kırgınlıklar olmaktadır. Dün de olmuştur, bu günde olmaktadır, yarınlarda da olacaktır. Toplumumuz içinde yaşayan bir sosyal grup olan hakem camiası da geçmişte özel günlerde ve bayramlarda hatta camianın çıkarları söz konusu olduğunda bir arara gelmeyi, yaralarını sarmayı başarmış ve bir ölçüde birbirine sarılabilmiş, birlik olmuş hatta beraberce sorunların üzerine gidebilmiştir.
Fakat günümüze geldiğimizde camia öyle keskin ve kalın çizgilerle ayrıştırılmış, bölünmüş ve parçalanmıştır ki korkarım bazı camia bireylerinin bir araya gelmesi olanaklı değildir.
Camianın bu hale gelmesinde en önemli, belki de tek sorumlular günümüz hakem yöneticileridir, öyle bir ayrıştırma, bölme, ötekilileştirme, yok sayma politikaları izleniyor ki kardeş kardeşe düşman hale getirilmiş, insanlar bir biri ile selamlaşmayı kesmiş, yollarını değiştirmiş ve tokalaşmaktan kaçınır hale gelmiştir.
Esasen camiayı oluşturanlar kemale ermiş hakemler ve gözlemcilerdir. Yönetici konumunda bulunanlar cemiyet hayatına müdahale etmek ve bu hayatı düzenleme konumunda değildir. Bunun bilincinde olan eski yöneticiler hakemler ve gözlemciler arası yaşama aşırı müdahaleci olmamışlar olamamışlardır. Lakin bu bilinçte olmayan olamayan günümüz yöneticileri ‘ben bilirim, ben yaptım oldu’ antidemokratik düşünce yapısı ile bilerek ve bilmeyerek cemiyet hayatına da olumsuz bir şekilde müdahale etmeye çalışmaktadır.
Yapılan uygulamalar ne yazık ki geleceğe yönelik umut ışığını söndürmektedir. Geçenlerde ayaküstü sohbet ettiğim, her şeye pozitif yaklaşımı ile tanınan bir eski yerel hakem yöneticisi hocamın(kendisi deneyimi ile üst düzey yöneticilik yapabilecek konumdadır) “… ölürsem cenaze törenime gelmesinler zira onlar benden önce ölürlerse ben onların cenazesine gitmeyeceğim” şeklindeki sözleri durumun ne hale geldiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Anlaşılan o dur ki, günümüzde saflar netleşmiş olup, özel günlerde bile bazı camia mensuplarının bir araya gelmesi, bir birinin elini sıkması mümkün değildir, gelecekte ise hesaplaşma mutlaka yaşanacaktır. Ne denebilir ‘hayırlısı olsun’. Önemli olan sağlam bir ‘karakter’ sahibi olabilmektir.
Bu vesile ile geçmiş kurban bayramınızı kutlarım.
mavikokart
* MAVİKOKART özel haberidir, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
mavikokart
* MAVİKOKART özel haberidir, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Bu tablonun oluşmasını sağlayanlar bir gün bu camiadan dışlanacaklardır. Bunu onlarda biliyorlar. Kavaga şu anda onların işine geliyor gibi olabilir, ama unutmamak gerekir düşene bir tekmede yanındaki atar...
Sayın editör bir de CEP TELEFONUMUZ çalınır ya da eve hırsız girerse ne yapmalıyız gibi hayati önemli sporla ilgili sitede yayınlanması gereken konulara da el atın lütfen!!!!!
MHK size yeterince bilgi vermiyor ona yalakalık yapamıyor musunuz yoksa da !!!!!!! puhaahaaa...
hey gidi gözlemcinin sesi hey...
cep telefonunuz çalınırsa napacaksınız değilde,hakkınız,emeğiniz çalınırsa napacaksınız?
sorusuna cevap arasa ismine yakışır bir site olurdu.
ama çokkkk sayın ! editörleri hakem olmadıkları ve hakemlikten gelmedikleri için boyle saçma sapan şeylerle uğrasıyolar...
Çok haklısın hakkınız yenirse ne yaparsınız demeli ama nerde onlarda o yürek?
MHK yalakalığı yapmaktan o konulara giremezler.sonra reklam vs.. malzeme alamazlar.
Bir sesimiz olacaklarmıi.PÖh buna kargalar bilem güler.Site adını değiştirmeli.MHK nin sesi ya da MHK nın yalakası gibi şeyler daha uygun olurdu bence...
cenaze namazı kılınmayacak çok adam var bu camiada bir tanesı zihnoş sonra sarvan ruh ikizi ok.....u çok ınsan hakkı yediler kendim adımada hakkımı helal etmiyorum diğerleri hava civa bunlara kucak açan ÖZTENEKER de tabbiki dahildir bu ekibe haklarımız haram olsun