HAKEMİN ADI YOK…

Eklenme tarihi 3 Kasım 2010 Çarşamba
Ekleyen: MaviKokart


Öğretmenlik, insanlık tarihi kadar eski bir meslektir…
Düşünen insan öğrenmek ister…
Yaşamda ayakta kalmanın tek yoludur öğrenmek…

Doymak için ekmeği,
Üşümemek için giyinmeyi,
Yaşamınızı idame ettirmek için meslek edinmeyi,
Neslinizin devamı için üremeyi öğreniriz…

Bazen altmışın da, kimi zaman beş yaşında ki çocuktan öğreniriz bilmediklerimizi…
Ama yaşamımız boyunca öğrenmek hiç bitmez…
Yaşamın dinamizmi öğrenmeye ve yenilenmeye mecbur eder bizi…
Bir süre sonra öğrendiklerimizi öğretmeye başlarız…
Çünkü sizden sonra gelenlerde öğrenmek istediklerinden siz bir bilen konumundasınızdır artık…
Öğreticiliğin yüceliği ve saygınlığı tartışılmaz…
Bir harf için köle olup,
İlk öğretmeninizi asla unutamazsınız,
Meslekte ki ustanıza minnet duyarsınız,
Antrenörünüz, hakem hocanız, müzik hocanız…
Hepsi kutsaldır gözünüzde,
Çünkü bilmediklerinizi, görmediklerinizi öğretmişlerdir…

Hakem camiasında da çok saygın hocalar var şüphesiz…
Kimileri sahnededir, birçoğu da sahne gerisinde kalmayı yeğlerler…
Ama camiada ki bir hastalık var ki bitmeden ve artarak yıllardır devam eden…

BENMERKEZCİLİK…

Ben yetiştirdim
Ben buldum
Ben öğrettim
Ben olmaz demiştim
Ben olur demiştim
Ben söylemiştim
Ben, ben, ben
Diyet beklercesine

Öğretici (HOCA)konumunda ki kişi yıllarca bunu kullanmaktan, geri durmaz.
İlk öğretilenle kalmış gibi…
Üzerinde konuşulan tartışılan hakemi, sanki hala ADAY HAKEM sanırsınız…
Gerektiğin de ve zamanı geldiğin de hakeminin arkasında durmayan öğretmenlerin BEN demeye hakları varımıdır?
Sizce öğretmenliği hak ediyorlar mı?

Ya HAKEM?
Katkısı yok
Çabası yok
ADI HİÇ YOK…
Çünkü O
ETTEN BİR ROBOT…

Kadir ÖZDEMİR –mavikokartADANA

*MAVİKOKART özel haberidir, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.