FİFA eski hakemi Sayın Vahap BEYAZ hakemlik tarihimizin yakın geçmişine ışık tutan ve ileride kaynak olarak değerlendirilecek bir inceleme, değerlendirme yaptı.
Merkez Hakem Kurulunun(MHK) 3. yılını tamamladığı son sezonun ilk yarısı bu hafta sonuçlandı.
Türkiye tarihinin en başarısız, en taraflı hakem Yönetimi sergilenmesine rağmen, Kulüpler Birliğinin desteğini hiç çekmediği, Türkiye Futbol Federasyonu’nun maddi ve manevi katkısından ödün vermediklerini gördük.
MHK dışında oldukları dönemde, Hakem Yöneticilerini yıpratmak için gruplar oluşturup, hakaret dolu sözlerle kargaşa yaratıp, İktidar partisinin desteğini alarak göreve gelmeyi sağladıklarını izledik.
Kendilerini namuslu diğerlerini futbolu kirletenler olarak adlandırıp, namuslu ve başarılı hakemler yetiştirmek için yeni projelerle ortaya çıkıp zaman kazanma uygulamasını başardılar.
Bunlardan sonuncusunu da geçen hafta lanse ettiler.
Bu defa adına “Hakem Gelişim Kampı” ismini koyarak ortaya çıktılar.
Her yenilik açıklamasında bir önceki programını düzelten sözlerine alıştığımız MHK, sezon başında yaptığı genç hakemin yerine olgun hakem sözünü çürütüp, göreve geldiği yıl söylediğine geri dönüp, 30 yaş altı ve amatör hakemleri toplayarak, yeniden 3 yıl daha görevde kalma isteklerini Türkiye’ ye duyurmuş oldular.
İlk iki sezonda sözde yeni hakem kadrosu oluşturacağız diye, alt liglerde hakem izleyip keselerini doldurdular. Bunu geçte olsa fark eden Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), sezon başında hakem izleme paralarını kesip yol harcırahı ve aylık sabit ücret uygulaması sonucu, “gelecek vadeden hakemler” adı altında birkaç hakemi Süper lig kadrosuna aldıklarını açıkladılar.
Bu konu hakkındaki “Aday Hakemler” başlıklı yazımda, Süper lig değil, Bank Asya 1.Lig kadrosuna alınan hakemler olduğunu iddia etmiştim.
İşte gerçekler:
Adı Soyadı (Bölgesi): ..................Aldığı Müsabaka adedi ve görevleri :
Volkan BAYARSLAN(İstanbul).....5 Bank Asya 1kupa......... 9 Dördüncü hakem
Tayfur ÖZKAN (İstanbul).............1 Bank Asya 2 ikinci lig....4 Dördüncü hakem
Kutluhan BİLGİÇ (İzmir)...............7 Bank Asya - ..................7 Dördüncü hakem
Murat TÜRKER (Manisa) ...........4 Bank Asya 2 kupa ........9 Dördüncü hakem
Mesut ÇARIK (Eskişehir).............5 Bank Asya 1 Kupa....... 9 Dördüncü hakem
Ercan HELLAÇ (Erzincan)...........2 Bank Asya, 1 Kupa...... 7 Dördüncü hakem
Bu MHK göreve geldiğinde kadroda olup bir türlü Süper ligde görev alamayan ÇAĞATAY ŞAHAN , FETHİ SERKAN KOÇAK, HAKAN CEYLAN , HAKAN ÖZKAN, HÜSEYİN SABANCI , MUSTAFA ÖĞRETMENOĞLU, MUSTAFA İLKER COŞKUN, MÜRVET SEZER, ÖZGÜÇ TÜRKALP, ZAFER DEMİR ve göreve geldiği sezon Süper lig kadrosuna alıp hala kullanamadığı TANER GİZLENCİ’yi nereye saklayacağını şaşırdığını görmek bizleri yeteri kadar üzüntüye sokmaktadır.
Hakeme maddi kazanç sağlama haricinde bir desteği olmayan MHK, arı kovanına çomak sokarcasına atamalar yaparak, mevcut başarılı hakemlerin kafalarını iyice karıştırmaktadırlar.
Atmosferi yüksek İst.BB-FB müsabakasında çok hata yaparak eleştirilen Halis ÖZKAHYA’yı, takip eden iki haftada, adeta seyirciden kaçırırcasına Bursa-Kasımpaşa ve BJK-G.Antep seyircisiz maçlarında görevlendirip, hakemi ne zor bir ruh haline soktuklarını anlayamıyorlar. TFF kayıtlarında bu sezon FB-Manisa maçı da olmak üzere 3 adet seyircisiz müsabakada görev almış gözüküyor.
Futbol Kamuoyunun tepkisine göğüs gerip FIFA listesine aldıkları Halis ÖZKAHYA’ yı çıkmaza sokmak üzere olduklarının farkında bile değiller...
Bu yıl Tolga ÖZKALFA’yı FIFA listesine almakla neyi hedefledikleri anlaşılamamıştır.
Eğer birileri onore edilecekse, bu hakem bir hafta önce örnek hakemliği ön plana çıkaran Bünyamin GEZER olmalıydı. FIFA Listesinin açıklandığı hafta Bank Asya maçına göndererek ne zor duruma soktuklarını fark edemiyorlar. Hafta sonunu Ailesiyle birlikte geçirmesini istemediyseler, Süper lig maçına verebilirlerdi…
Atama hatalarını yazacak olsam kalın bir kitap olur biliyorum da, hakemlere nasıl bir fayda sağlayacağını çözemiyorum...
Eğer çıkar gözetilmiyorsa, yapılması gerekeni yani hakemi rahat bir ortamda müsabakaya hazırlayacak imkânları sunmak gerekmektedir.
Oğuz SARVAN MHK’sının yaptığı gibi gruplara ayırıp, olmadığı halde muhalif grup yaratıp, hakemlere hedef gösterip, onlarla konuşanları cezalandırmak değil, muhalif olanları bile hakeme hizmet için göreve çağırmak olmalıdır.
Zamanında en üst ligde düdük çalmış bir ağabeyin, hakeme sağlayabileceği fayda yönündeki kabiliyeti araştırılmalıdır. Hizmet için yardım alınması düşünülen kişilere mevkii, makam veya ücret sunmaya gerek olmadığı gibi, müsabaka görevi, eğitim hizmeti, sosyal destek, birlikteliği sağlama, Kurum yetkilileri ile iletişim ve işbirliği yönünde faydalanmak olmalıdır.
Her ortamdan ferdi kazanç sağlamayı düşünen MHK ve yandaşlarından, kendilerine destek veren iktidar Partisinin savunduğu dini inanç görüşü doğrultusunda hareket etmesi, beklenmez mi?
Bu şekilde yaratılacak birlik ortamının hakeme güven sağlayacağı gerçeği dinimizde bize gösterilmiştir.
Hz.Ömer Ta-Ha suresinin 16.ayetini okuduktan sonra Müslümanlığı kabul edince, gücünden korkan Yezit ve Müşrikler toplanıp kararlar alıp mühürleyip kıymetli belge olarak Kâbe’ye saklamışlar.
Aldıkları kararlardan bazıları:
* Müslümanlardan kız alınmayacak ve kız verilmeyecek.
* Onlarla görüşülmeyecek, konuşulmayacak.
* Müslümanlara hiçbir şey satılmayacak, onlardan mal satın alınmayacak. Mal satamayıp zarar edenlerin zararları karşılanacak.
Bunu fırsat bilen müşrikler, Müslümanlara malları çok pahalı sattıkları halde satamadık diye paralarını Ebu Leheb’den almış ve haksız kazanç elde etmişlerdir.
İncil Vahiy 2 de, Hz.İsa tarafından Efeses kilise topluluğuna hitaben şu cümle yazılıdır.
2.Yaptıklarınızı, emeğinizi ve kötü kişilere katlanamadığınızı biliyorum.
7.Bende onlardan iğreniyorum. Kulağı olan kilise topluluklarına ne söylediğimi işitsin. Yengi kazanana tanrının cennetindeki yaşam ağacından ürün yeme iznini vereceğim.
10.İzmir’deki kilise topluluğu meleğine; Çekeceğin işkenceden korkma. Yahudiler aranızdan bazılarını cezalandıracaklar. Acı çekeceksiniz, ölüme kadar güvenilir olun.
Yengi kazanan ikinci ölümden zarar görmeyecektir.
Gerek Kur’an, gerek İncil güçlü olmanın, müşriklerden ve Yahudilerden korkmamanın, güven duygusunu kaybetmemenin fayda sağlayacağını söylüyor.
Peygamberimiz Hz Muhammed (SAV), İstanbul sarayında Rum Kayseri’ye elçiler gönderip Müslüman olması istendiğinde:
Rum Kayseri’nin “Mülk ve saltanatı bırakmak zor gelmeseydi, Müslüman olmayı arzu ederdim” dediği ve hediyelerle elçileri uğurladığı kayıt altına alınmıştır.
Geleceğe ışık tutmak için indirildiğini bildiğimiz bu iki kitaptaki ayetler, Günümüz MHK’nu ne kadar güzel tarif ediyor.
Toplum menfaatini kolluyor gözüküp, kendi menfaatlerini ön planda tutanların Hakem Camiası üzerinde korku üretip, hastalık tablosu yarattıklarına inanıyorsanız, Peygamberimizin yolundan gidip sünnetini yerine getirmeniz gerekmez mi?
Eğer Hıristiyan’sanız Hz.İsa’nın mücadele isteğini yerine getirip, insanlığa fayda sağlamak istemez misiniz?
Peygamberimiz Hz. Muhammed(SAV), bir hak yenildiğini gördüğünde, duyduğunda yerinde duramaz, onu düzeltene kadar uğraşırmış.
Bu olumsuzluklar karşısında dimdik ayakta duran ve adalet sağlamaya gayret eden hakemlere saygı duymaktan başka yapacağımız bir şey olmadığını belirterek yazıma son vermek istiyorum.
Vahap BEYAZ
FIFA Kokartlı Eski Hakem
www.vahapbeyaz.com
Merkez Hakem Kurulunun(MHK) 3. yılını tamamladığı son sezonun ilk yarısı bu hafta sonuçlandı.
Türkiye tarihinin en başarısız, en taraflı hakem Yönetimi sergilenmesine rağmen, Kulüpler Birliğinin desteğini hiç çekmediği, Türkiye Futbol Federasyonu’nun maddi ve manevi katkısından ödün vermediklerini gördük.
MHK dışında oldukları dönemde, Hakem Yöneticilerini yıpratmak için gruplar oluşturup, hakaret dolu sözlerle kargaşa yaratıp, İktidar partisinin desteğini alarak göreve gelmeyi sağladıklarını izledik.
Kendilerini namuslu diğerlerini futbolu kirletenler olarak adlandırıp, namuslu ve başarılı hakemler yetiştirmek için yeni projelerle ortaya çıkıp zaman kazanma uygulamasını başardılar.
Bunlardan sonuncusunu da geçen hafta lanse ettiler.
Bu defa adına “Hakem Gelişim Kampı” ismini koyarak ortaya çıktılar.
Her yenilik açıklamasında bir önceki programını düzelten sözlerine alıştığımız MHK, sezon başında yaptığı genç hakemin yerine olgun hakem sözünü çürütüp, göreve geldiği yıl söylediğine geri dönüp, 30 yaş altı ve amatör hakemleri toplayarak, yeniden 3 yıl daha görevde kalma isteklerini Türkiye’ ye duyurmuş oldular.
İlk iki sezonda sözde yeni hakem kadrosu oluşturacağız diye, alt liglerde hakem izleyip keselerini doldurdular. Bunu geçte olsa fark eden Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), sezon başında hakem izleme paralarını kesip yol harcırahı ve aylık sabit ücret uygulaması sonucu, “gelecek vadeden hakemler” adı altında birkaç hakemi Süper lig kadrosuna aldıklarını açıkladılar.
Bu konu hakkındaki “Aday Hakemler” başlıklı yazımda, Süper lig değil, Bank Asya 1.Lig kadrosuna alınan hakemler olduğunu iddia etmiştim.
İşte gerçekler:
Adı Soyadı (Bölgesi): ..................Aldığı Müsabaka adedi ve görevleri :
Volkan BAYARSLAN(İstanbul).....5 Bank Asya 1kupa......... 9 Dördüncü hakem
Tayfur ÖZKAN (İstanbul).............1 Bank Asya 2 ikinci lig....4 Dördüncü hakem
Kutluhan BİLGİÇ (İzmir)...............7 Bank Asya - ..................7 Dördüncü hakem
Murat TÜRKER (Manisa) ...........4 Bank Asya 2 kupa ........9 Dördüncü hakem
Mesut ÇARIK (Eskişehir).............5 Bank Asya 1 Kupa....... 9 Dördüncü hakem
Ercan HELLAÇ (Erzincan)...........2 Bank Asya, 1 Kupa...... 7 Dördüncü hakem
Bu MHK göreve geldiğinde kadroda olup bir türlü Süper ligde görev alamayan ÇAĞATAY ŞAHAN , FETHİ SERKAN KOÇAK, HAKAN CEYLAN , HAKAN ÖZKAN, HÜSEYİN SABANCI , MUSTAFA ÖĞRETMENOĞLU, MUSTAFA İLKER COŞKUN, MÜRVET SEZER, ÖZGÜÇ TÜRKALP, ZAFER DEMİR ve göreve geldiği sezon Süper lig kadrosuna alıp hala kullanamadığı TANER GİZLENCİ’yi nereye saklayacağını şaşırdığını görmek bizleri yeteri kadar üzüntüye sokmaktadır.
Hakeme maddi kazanç sağlama haricinde bir desteği olmayan MHK, arı kovanına çomak sokarcasına atamalar yaparak, mevcut başarılı hakemlerin kafalarını iyice karıştırmaktadırlar.
Atmosferi yüksek İst.BB-FB müsabakasında çok hata yaparak eleştirilen Halis ÖZKAHYA’yı, takip eden iki haftada, adeta seyirciden kaçırırcasına Bursa-Kasımpaşa ve BJK-G.Antep seyircisiz maçlarında görevlendirip, hakemi ne zor bir ruh haline soktuklarını anlayamıyorlar. TFF kayıtlarında bu sezon FB-Manisa maçı da olmak üzere 3 adet seyircisiz müsabakada görev almış gözüküyor.
Futbol Kamuoyunun tepkisine göğüs gerip FIFA listesine aldıkları Halis ÖZKAHYA’ yı çıkmaza sokmak üzere olduklarının farkında bile değiller...
Bu yıl Tolga ÖZKALFA’yı FIFA listesine almakla neyi hedefledikleri anlaşılamamıştır.
Eğer birileri onore edilecekse, bu hakem bir hafta önce örnek hakemliği ön plana çıkaran Bünyamin GEZER olmalıydı. FIFA Listesinin açıklandığı hafta Bank Asya maçına göndererek ne zor duruma soktuklarını fark edemiyorlar. Hafta sonunu Ailesiyle birlikte geçirmesini istemediyseler, Süper lig maçına verebilirlerdi…
Atama hatalarını yazacak olsam kalın bir kitap olur biliyorum da, hakemlere nasıl bir fayda sağlayacağını çözemiyorum...
Eğer çıkar gözetilmiyorsa, yapılması gerekeni yani hakemi rahat bir ortamda müsabakaya hazırlayacak imkânları sunmak gerekmektedir.
Oğuz SARVAN MHK’sının yaptığı gibi gruplara ayırıp, olmadığı halde muhalif grup yaratıp, hakemlere hedef gösterip, onlarla konuşanları cezalandırmak değil, muhalif olanları bile hakeme hizmet için göreve çağırmak olmalıdır.
Zamanında en üst ligde düdük çalmış bir ağabeyin, hakeme sağlayabileceği fayda yönündeki kabiliyeti araştırılmalıdır. Hizmet için yardım alınması düşünülen kişilere mevkii, makam veya ücret sunmaya gerek olmadığı gibi, müsabaka görevi, eğitim hizmeti, sosyal destek, birlikteliği sağlama, Kurum yetkilileri ile iletişim ve işbirliği yönünde faydalanmak olmalıdır.
Her ortamdan ferdi kazanç sağlamayı düşünen MHK ve yandaşlarından, kendilerine destek veren iktidar Partisinin savunduğu dini inanç görüşü doğrultusunda hareket etmesi, beklenmez mi?
Bu şekilde yaratılacak birlik ortamının hakeme güven sağlayacağı gerçeği dinimizde bize gösterilmiştir.
Hz.Ömer Ta-Ha suresinin 16.ayetini okuduktan sonra Müslümanlığı kabul edince, gücünden korkan Yezit ve Müşrikler toplanıp kararlar alıp mühürleyip kıymetli belge olarak Kâbe’ye saklamışlar.
Aldıkları kararlardan bazıları:
* Müslümanlardan kız alınmayacak ve kız verilmeyecek.
* Onlarla görüşülmeyecek, konuşulmayacak.
* Müslümanlara hiçbir şey satılmayacak, onlardan mal satın alınmayacak. Mal satamayıp zarar edenlerin zararları karşılanacak.
Bunu fırsat bilen müşrikler, Müslümanlara malları çok pahalı sattıkları halde satamadık diye paralarını Ebu Leheb’den almış ve haksız kazanç elde etmişlerdir.
İncil Vahiy 2 de, Hz.İsa tarafından Efeses kilise topluluğuna hitaben şu cümle yazılıdır.
2.Yaptıklarınızı, emeğinizi ve kötü kişilere katlanamadığınızı biliyorum.
7.Bende onlardan iğreniyorum. Kulağı olan kilise topluluklarına ne söylediğimi işitsin. Yengi kazanana tanrının cennetindeki yaşam ağacından ürün yeme iznini vereceğim.
10.İzmir’deki kilise topluluğu meleğine; Çekeceğin işkenceden korkma. Yahudiler aranızdan bazılarını cezalandıracaklar. Acı çekeceksiniz, ölüme kadar güvenilir olun.
Yengi kazanan ikinci ölümden zarar görmeyecektir.
Gerek Kur’an, gerek İncil güçlü olmanın, müşriklerden ve Yahudilerden korkmamanın, güven duygusunu kaybetmemenin fayda sağlayacağını söylüyor.
Peygamberimiz Hz Muhammed (SAV), İstanbul sarayında Rum Kayseri’ye elçiler gönderip Müslüman olması istendiğinde:
Rum Kayseri’nin “Mülk ve saltanatı bırakmak zor gelmeseydi, Müslüman olmayı arzu ederdim” dediği ve hediyelerle elçileri uğurladığı kayıt altına alınmıştır.
Geleceğe ışık tutmak için indirildiğini bildiğimiz bu iki kitaptaki ayetler, Günümüz MHK’nu ne kadar güzel tarif ediyor.
Toplum menfaatini kolluyor gözüküp, kendi menfaatlerini ön planda tutanların Hakem Camiası üzerinde korku üretip, hastalık tablosu yarattıklarına inanıyorsanız, Peygamberimizin yolundan gidip sünnetini yerine getirmeniz gerekmez mi?
Eğer Hıristiyan’sanız Hz.İsa’nın mücadele isteğini yerine getirip, insanlığa fayda sağlamak istemez misiniz?
Peygamberimiz Hz. Muhammed(SAV), bir hak yenildiğini gördüğünde, duyduğunda yerinde duramaz, onu düzeltene kadar uğraşırmış.
Bu olumsuzluklar karşısında dimdik ayakta duran ve adalet sağlamaya gayret eden hakemlere saygı duymaktan başka yapacağımız bir şey olmadığını belirterek yazıma son vermek istiyorum.
Vahap BEYAZ
FIFA Kokartlı Eski Hakem
www.vahapbeyaz.com
Doğru neleri varki..................
hocam tebrikler..iyi analiz
avşar güzeli vahab hocam din den dinayetten iyi alıntı yapmışın keşke bunları kendin bilerek yazsaydın