Uçsuz bucaksız, yemyeşil bir orman…
Daha dün, yıldırım hızıyla koşan gencecik ceylandan arda kalan bir tomar kemik ve et yığını…
Ormanlar kıralı Aslan doymuş… Uykuda…
Sırtlanlar aslandan arda kalanlara saldırmışlar, ağızları yüzleri kan içerisinde…
Çakallar pür dikkat sıranın kendilerine gelmesini dört gözle beklerken…
Leş kargaları az ötede birbirlerini yiyorlar…
Dertleri... Leşten fazladan bir parça nasıl koparırım…
Doğa acımasız…
Ayakta kalabilmenin tek yolu doymak…
Sırada, bir gün ahu gözlü ceylan oluyor, bir başka gün yavru bir geyik…
Hayvanları insanlardan farklı kılan, en belirgin özellikleri…
Doymak için öldüresiye acımasız olmaları…
Aç olduklarında ise bir kat daha vahşileşmeleri…
Daha dün, yıldırım hızıyla koşan gencecik ceylandan arda kalan bir tomar kemik ve et yığını…
Ormanlar kıralı Aslan doymuş… Uykuda…
Sırtlanlar aslandan arda kalanlara saldırmışlar, ağızları yüzleri kan içerisinde…
Çakallar pür dikkat sıranın kendilerine gelmesini dört gözle beklerken…
Leş kargaları az ötede birbirlerini yiyorlar…
Dertleri... Leşten fazladan bir parça nasıl koparırım…
Doğa acımasız…
Ayakta kalabilmenin tek yolu doymak…
Sırada, bir gün ahu gözlü ceylan oluyor, bir başka gün yavru bir geyik…
Hayvanları insanlardan farklı kılan, en belirgin özellikleri…
Doymak için öldüresiye acımasız olmaları…
Aç olduklarında ise bir kat daha vahşileşmeleri…
Birde insanları düşünelim…
Bir annenin çocukları için beslediği duyguları,
Biri elini açıp AÇIM dediğinde yüreğimizin sızlamasını…
Veya tanımadığımız birinin hikâyesini dinlediğimizde gözlerimizin dolmasını…
Merhamet,
Paylaşım,
Acıma, yardım etme duyguları…
İşte bu duygular, insanları hayvanlardan ayırtan en önemli farklılıklar değil midir…
Bunların hepsine İNSANİ DUYGULAR diyoruz…
İnsanı insan yapan, canlılar içerisinde farklılaştıran, yücelten duygular…
Yaşamda hayvanların insanlaşmasını beklemek ve görmek çok zordur…
Hatta olanaksızdır…
Bir annenin çocukları için beslediği duyguları,
Biri elini açıp AÇIM dediğinde yüreğimizin sızlamasını…
Veya tanımadığımız birinin hikâyesini dinlediğimizde gözlerimizin dolmasını…
Merhamet,
Paylaşım,
Acıma, yardım etme duyguları…
İşte bu duygular, insanları hayvanlardan ayırtan en önemli farklılıklar değil midir…
Bunların hepsine İNSANİ DUYGULAR diyoruz…
İnsanı insan yapan, canlılar içerisinde farklılaştıran, yücelten duygular…
Yaşamda hayvanların insanlaşmasını beklemek ve görmek çok zordur…
Hatta olanaksızdır…
Ama insanların hayvanlaşmasına tanık olmak…
Şaşırtıcı, düşündürücü bir o kadar da ÜRKÜTÜCÜDÜR…
Ama ne yazık ki bu davranışlar günümüzde artık olağan hale geldi…
Doyduğu halde, ensesinin kalınlığından boynunu çeviremeyen, biraz daha, biraz daha tıkına bilmek, keseyi biraz daha doldurabilmek için…
Ne merhamet kalıyor,
Ne acıma duygusu,
Ne de insani duygular…
Şaşırtıcı, düşündürücü bir o kadar da ÜRKÜTÜCÜDÜR…
Ama ne yazık ki bu davranışlar günümüzde artık olağan hale geldi…
Doyduğu halde, ensesinin kalınlığından boynunu çeviremeyen, biraz daha, biraz daha tıkına bilmek, keseyi biraz daha doldurabilmek için…
Ne merhamet kalıyor,
Ne acıma duygusu,
Ne de insani duygular…
Artık ortada genç bir ceylandan arda kalan hiçbir şey yok…
Ormana ölüm sessizliği çökmüş…
İnsan kılığında ki LEŞ KARGALARI yiyecek bir şey kalmayınca…
Bu kez birbirlerini yiyorlar…
ACIMASIZCA ve ÖLDÜRESİYE
HAYVANCA…
Kadir ÖZDEMİR – mavikokart -ADANA
Ormana ölüm sessizliği çökmüş…
İnsan kılığında ki LEŞ KARGALARI yiyecek bir şey kalmayınca…
Bu kez birbirlerini yiyorlar…
ACIMASIZCA ve ÖLDÜRESİYE
HAYVANCA…
Kadir ÖZDEMİR – mavikokart -ADANA
*MAVİKOKART özel haberidir, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
tebrikler kadir hocam.TFF'ye,MHK'ya son gelişmelerden sonra bundan güzel bir cevap olamazdı.bir hemşehrin olarak seni kutluyorum.
bir yöneticinin de çıraklık ,kalfalık ve ustalık zamanı olurmuş:
çıraklığında geçmiş yönetimlerin adil olmadığından bahseder dururmuş,kendisi asla böyle olmazmış, ileride ona o şans verilirse imiş...idealistmiş,hak yemez ve yedirmezmiş...öyle söylermiş civarındakilere...hatta klasman belirlemesinde en yakını olduğu kişiler zarar görmüşmüş...buda onun adil olduğunun göstergesiymiş..
kalfalık döneminde cebi para dolmaya ve sahte hörmet görmeye başlamış...kendisine yeni kaftanlar almış,vip lerde seyehate başlamış ve kendisini çok beğenir olmuş...itaat etmenin hakkını veriyormuş, onu oraya getiren insanlara...zaten itaat etmese oraları hayal bile edemezmiş ya...kendini civa gibi hissediyormuş...kim güçlüyse onun yanında yer alacak ,onun borusunu öttürecekmiş formül buymuş....ala vereyle kalfalığıda tamamlamış...
şimdi o bir ustaymış...Tam bir profesyonel...çıraklığında yakınlarına vermiş
olduğu zararları telafiye başlamış ilk iş olarak...artık söylenen olumsuz sözlerden yüzü kızarmıyormuş,utanma arlanma nın ne demek olduğunu unutmuş..haşaa ben tanrımıyım..elbet hatalarım olacak dedirten hak yemeleri dillere destan dolaşıyormuş hakemler arasında...göz göre göre ,inadına hatalarına devam edip adamcılık yapmaya devam ediyormuş...kulüplerde sessiz sedasız izliyorlarmış kendilerine servis edilen hakemleri..canları yanıyormuş puan kayıplarıyla ama olsunmuş...
ve son...
daha önce görevden alınanlar gibi orası da onlara baki olmayacak...kimi yerlerde sabah yeliyle gelenler akşam seliyle giderlermiş..
ama muhakkak giderlermiş...HOŞ BİR SEDAYLA GİTMENİZ DİLEĞİYLE..