Usta spor yazarı Sayın Öcal ULUÇ Türkiye Gazetesindeki köşesinde hakemlerin maç performanslarını değerlendirmekten öte yönetim anlayışını içeren bir değerlendirme yaptı. Güzide bir kulübümüzün sayın başkanının “Federasyonda yeni oluşumla düzenleme olmuştur, ayıklanacak olan ayıklanmıştır. Geçmişte hakem kararlarında art niyet arardık, şimdi böyle düşünmüyoruz.” ifadesi ile birlikte değerlendiriniz.
"Haksız olmadığımı” iyi biliyorum; onun için “gene” yazıyorum ve yazmaya da devam edeceğim!..
Bakın, Kuddusi Müftüoğlu’nun “komik” penaltı kararını eleştiriyorum ama üzerinde “fazla” durmuyorum; Dünya’nın her yerinde “her hakem” böyle hatalar yapabilir, yapıyor da; benim derdim başka, ben, “dur” denilmesi gereken “yanlış” ve “kabul edilemez” bir zihniyete karşıyım; Ne yazık ki, futbolu, futbolun güzelliklerini öldüren, futbol oynamak isteyen futbolcuları ve takımları cezalandıran, fizik gücünün “bilinçli” kullanılarak, “kartı hak eden” faulleri “maç taktiği” haline getirip rakibi “oynatmamaya dayalı” anti futbolun temsilcisi oyuncuları ve takımları sahaların hakimi yapan, tribünleri gererek “şiddete yeşil ışık yakan” bu zihniyet sahalarımızda cirit atıyor!..
Bünyamin Gezer, Fenerbahçe-Eskişehirspor maçında Emre’ye, Cristian ile Erkan Zengin’e bile “hak ettikleri kartları” neden gösteremedi ve de Süleyman Abay, Antalyaspor-Bursaspor karşılaşmasında Mehmet Özdilek’in, “penaltı olmayan” bir pozisyona “penaltı vermedi” diye kendisine yağdırdığı “el-kol destekli” iltifatlarını (!) duyduğunu, taaa yanına kadar koşarak gösterdiği hâlde, neden “kartsız” bıraktı?..
Ya Trabzonspor-Galatasaray maçında Halis Özkahya’nın maç sırasında Sabri’ye kart göstermesi için, Galatasaray’ın “şımarık” üçüncü kaptanının kendisine ve yardımcı hakemine daha ne yapması lâzımdı?.. Sabri “es geçilince” elbette “ikinci kaptan” Ayhan da, Mustafa Sarp da “hakemi silkelemek için” sıraya gireceklerdi ve girdiler!..
Bir hafta önce Fırat Aydınus’un Trabzonspor maçında Konyasporlu İbrahim’i “ikinci sarıdan oyundan ihraç ettiği” pozisyona bir bakınız, bir de Halis Özkahya’nın “uslanmazlıktan sabıkalı” Sabri’ye “bitiş düdüğünü çalana kadar” gösterdiği müsamahaya; şimdi söyleyiniz bana “Türk hakemliğinde” saha içi disiplini bakımından bu nasıl bir “standartsız” adalet dağıtmadır?..
Ya Beşiktaş-Kasımpaşa maçının hemen başında “sahaya hakemlik için değil, nasihatçılık için çıktığını” ilân ederek “futbol oynamaya çalışan takımı taktik faullerle futbolsuzluğa iten zihniyete prim tanıyan” Bülent Yıldırım’a ne demeliyiz; “ofsayt olmayan” onca pozisyona “ofsayt” diyerek onca “gollük akını kesen” yardımcılarını bir yana bıraktım, sen eğer “Keller - İsmail dövüşünde de sarı kartını çıkaramazsan”, sana yardımcılarına karşı onca “şey” yapan Schuster’e “Çık tribüne” diyemezsen, “şımarık” Quaresma’yı oyunda tutmak için kör ve Holosko’nun küfrünü duymamak için sağır olursan, sahada hangi adaleti, nasıl sağlayacaksın?..
Uzatmayayım, futbolumuz adına “yürekler acısı” soru şu; “birinci sınıflar” ve “göz önündekiler” MHK’dan talimat almışçasına(Yoksa alıyorlar mı?) “böyle” bir zihniyetle “oyuncuları, takımları ve kulüpleri idare etmeyi, maç yönetmenin önüne koymakta yarışıyorlarsa”, kim bilir “gözden ırak olanlar” neler yapıyor?..
Öcal ULUÇ - Türkiye
"Haksız olmadığımı” iyi biliyorum; onun için “gene” yazıyorum ve yazmaya da devam edeceğim!..
Bakın, Kuddusi Müftüoğlu’nun “komik” penaltı kararını eleştiriyorum ama üzerinde “fazla” durmuyorum; Dünya’nın her yerinde “her hakem” böyle hatalar yapabilir, yapıyor da; benim derdim başka, ben, “dur” denilmesi gereken “yanlış” ve “kabul edilemez” bir zihniyete karşıyım; Ne yazık ki, futbolu, futbolun güzelliklerini öldüren, futbol oynamak isteyen futbolcuları ve takımları cezalandıran, fizik gücünün “bilinçli” kullanılarak, “kartı hak eden” faulleri “maç taktiği” haline getirip rakibi “oynatmamaya dayalı” anti futbolun temsilcisi oyuncuları ve takımları sahaların hakimi yapan, tribünleri gererek “şiddete yeşil ışık yakan” bu zihniyet sahalarımızda cirit atıyor!..
Bünyamin Gezer, Fenerbahçe-Eskişehirspor maçında Emre’ye, Cristian ile Erkan Zengin’e bile “hak ettikleri kartları” neden gösteremedi ve de Süleyman Abay, Antalyaspor-Bursaspor karşılaşmasında Mehmet Özdilek’in, “penaltı olmayan” bir pozisyona “penaltı vermedi” diye kendisine yağdırdığı “el-kol destekli” iltifatlarını (!) duyduğunu, taaa yanına kadar koşarak gösterdiği hâlde, neden “kartsız” bıraktı?..
Ya Trabzonspor-Galatasaray maçında Halis Özkahya’nın maç sırasında Sabri’ye kart göstermesi için, Galatasaray’ın “şımarık” üçüncü kaptanının kendisine ve yardımcı hakemine daha ne yapması lâzımdı?.. Sabri “es geçilince” elbette “ikinci kaptan” Ayhan da, Mustafa Sarp da “hakemi silkelemek için” sıraya gireceklerdi ve girdiler!..
Bir hafta önce Fırat Aydınus’un Trabzonspor maçında Konyasporlu İbrahim’i “ikinci sarıdan oyundan ihraç ettiği” pozisyona bir bakınız, bir de Halis Özkahya’nın “uslanmazlıktan sabıkalı” Sabri’ye “bitiş düdüğünü çalana kadar” gösterdiği müsamahaya; şimdi söyleyiniz bana “Türk hakemliğinde” saha içi disiplini bakımından bu nasıl bir “standartsız” adalet dağıtmadır?..
Ya Beşiktaş-Kasımpaşa maçının hemen başında “sahaya hakemlik için değil, nasihatçılık için çıktığını” ilân ederek “futbol oynamaya çalışan takımı taktik faullerle futbolsuzluğa iten zihniyete prim tanıyan” Bülent Yıldırım’a ne demeliyiz; “ofsayt olmayan” onca pozisyona “ofsayt” diyerek onca “gollük akını kesen” yardımcılarını bir yana bıraktım, sen eğer “Keller - İsmail dövüşünde de sarı kartını çıkaramazsan”, sana yardımcılarına karşı onca “şey” yapan Schuster’e “Çık tribüne” diyemezsen, “şımarık” Quaresma’yı oyunda tutmak için kör ve Holosko’nun küfrünü duymamak için sağır olursan, sahada hangi adaleti, nasıl sağlayacaksın?..
Uzatmayayım, futbolumuz adına “yürekler acısı” soru şu; “birinci sınıflar” ve “göz önündekiler” MHK’dan talimat almışçasına(Yoksa alıyorlar mı?) “böyle” bir zihniyetle “oyuncuları, takımları ve kulüpleri idare etmeyi, maç yönetmenin önüne koymakta yarışıyorlarsa”, kim bilir “gözden ırak olanlar” neler yapıyor?..
Öcal ULUÇ - Türkiye

ÇATIR ÇATIR YÖNETİYORUZ ÖCAL BEY İSTERSEN DİĞER LİGLERİ DE SEYRET VE GÖR....